tag:blogger.com,1999:blog-9381420947571525342024-03-13T08:41:05.578+03:00uğur karadenizbazenle ilgili her şey, daha çok bazensizlik.. uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.comBlogger126125tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-72980132438686831922015-03-22T22:21:00.001+02:002015-03-22T22:21:51.330+02:00özet çıkarmak.belkide bazılarımızın isteksizce, sabah veya akşam veya herhangi bir zaman diliminde yaptığı ufak bir rutin diyebilirim. yaşadıklarını düşünüp, yaşayacakları ile kıyaslayıp, hayal ettikleri ve gerçekleşenlerle oranlayıp, kendilerine bir rapor olarak sundukları şeydir. ve bu özetler sonucunda kişinin benliği, senliği, bir nevi kişi oluşur. aslında bu kişilik özet çıkarmadan önce de vardır. sadece törpülenecek yerler törpülenir, eklenecek yerler eklenir, hatta ve hatta kaş yaparken göz bile çıkarılabilir.<div>
bunu bir insan kendi kendine yapar, inana biliyor musunuz ? </div>
<div>
inanın bence. </div>
<div>
her neyse.</div>
<div>
fakat öyle zamanlar vardır ki, özet çıkarmak istemez, çıkardığınız özetleri toplar aynı olanları eler, farklı olanları çarpar ve günlere bölersiniz. çıkan sonucu ise şuanda sahip olduklarınızla mod'a tabi tutarsınız. </div>
<div>
işte bütün mesele.</div>
<div>
çıkan sonuç. </div>
<div>
büyük mü yada küçük mü ? </div>
<div>
özet çıkarmak diye buna derim ben.</div>
<div>
ve dediğim gibi; insanlar bunu isteksizce yaparlar ve çıkardıkları özetleri hayat dersi diye başkalarına anlatırlar.</div>
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
<div>
<br /></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-20465642332775567552015-03-18T03:50:00.000+02:002015-03-18T03:50:19.704+02:00bazen.bazen o kadar çok kafanın içinde arasın ki, bulamaz, edemez, sonuca ulaşamaz ve sadece bazenlerde kalırsın. <div>
<br /></div>
<div>
fakat bu sefer;</div>
<div>
<br /></div>
<div>
bazensizlik yaşamazsın. aksine.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
neyse. sonuca ulaşamayıp, aradıklarınla kaldığında ise fark ettiğin bir şey olur. bence bunu fark edebilmek en önemlisi. ana fikir bu bence. ararken; unuttuklarını, halının altına süpürdüklerini, çekmecenin arkasına düşenleri ve daha nicelerini ortaya çıkarırsın. belki bazıları o kadar çok seni üzer, şimdiki olduğundan beter eder fakat bir o kadar da buldukların seni mutlu eder. bazen sadece mutlu olursun. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
bazen ise ararken, gün yüzüne çıkaramadıkların olur. onlar orada sıkışmışlardır artık. üstüne bir yapı inşa edilmiş, temelinde kalıp, unutulmaya yüz tutmuş ve hatırlanmadığı için ne olduklarını bilemedikleriniz.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
işte. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
bazensizlik yaşamayın. yoksa etkisi çok uzun sürer. fırsat buldukça arayın. bulun. gün yüzüne çıkartın. hatta bazen sorun. sebeplerine ve sonuçlarına ulaştığınızda fark edeceksiniz ki, fark ettiğinizde anlayacaksınız.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
bazen bunu düşünebilmek bile neler yapıyor insana bir bilseniz. </div>
<div>
..</div>
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-80248780667438500022015-03-11T23:13:00.001+02:002016-04-25T20:05:48.475+03:00boşlukta sıkışıp kalmak..Boşlukta hissediyorum bu aralar. Daha önce bir kaç kez hissetmiştim bunu. Fakat bu kez farklı; farklılıktan öte, boşlukta hissetmek yetmiyormuş gibi üstüne birde boşlukta sıkışıp kaldım. Buna sebep olan nedir, ne içindir, kimdir, nasıl sorularına cevap aramak bile boş.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
Hadi her şeyi geçtim, hayaller ve amaçlar doğrultusundaki sinüs eğrisi bile parazitli. Arada bir kesilen bir sinyal misali..<br />
<br />
Yani hayatımızda ki eğriler ve doğrular o kadar çok çarpışıyorlar ki, inanın; sıkışıp kaldığınız yerde bile boşlukta hissediyorsunuz. Ters psikoloji ve kısır döngü. Tek bir çıkış var.<br />
<br />
Yeniden başlamak. Yeniden başlatmak.<br />
<br />
Fakat şarkıcının dediği gibi değil; sil baştan başlamak yerine silmediklerimizden aldığımız derslerin, tecrübelerin grafiği doğrultusunda hareket etmek gerek.<br />
<br />
Birde silemediklerimiz var. Fabrika ayarları gibi..<br />
<br />
Boşlukta hissetmek diyordum. O kadar garip bir duygu ki, anlatmakta güçlük çekmek haricinde bunu anlatırken bile boşlukta olmanın verdiği o garip his.. Bu boşluğu doldurmak gerek. Birde, sıkışıp kaldığımız o boşluğa da el atmak gerek.<br />
<br />
İşin içinde birde bu boşluktan ve sıkışıklıktan kurtulmak isterken, o kadar çabaya rağmen tıkanmak da var. Soluk soluğa kalmak ve kaldığınız bu soluksuz geçen zamanda keşkeler diyarına dalmak, işte bu paha biçilebilir bir durum.<br />
<br />
Bazenler, çoğalır. Büyür ve boşluğu doldurur. Tek fark, yine sıkışırsınız. Tek fark, bu sefer çabadan değil bazenlerden tıkanırsınız. Aslında farkın olmadığını görürsünüz. İroni diyorlar sanırım buna.<br />
<br />
Yeniden başladığınızı düşünün.<br />
<br />
Ancak fark edeceğiniz bir şey olacak ki, bir hayal-amaç ilişkisinde harcanan emek. İşte bu ince fakat altı kalın çizgili çizgi.. Boşluk ile sıkışmak arasındaki bağ, sizi ve beni kurtaracak olan çizgi.<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-18820427452037994112015-02-26T12:48:00.000+02:002015-02-26T12:48:07.890+02:00bazenli bir sözbazen o kadar çok emin olursun ki,<br />
bazen emin olduğundan emin olursun..<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğurkaradeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-73656049303765592382015-02-20T23:28:00.001+02:002020-11-29T15:03:27.869+03:00düşünün.Belirli bir zaman kod yazmadığınızı düşünün. Kafanızda o kadar çok senaryo kurup oynatıyorsunuz ki, kurduğunuz senaryoların algoritmaları bile oyuncularla örtüşmüyor. Garip. Halbuki yazan, yöneten, his katan, kuran, hatta ve hatta oynayan bile siz iken örtüşmüyor. Fakat bir çok kez deniyorsunuz.<div>
<br /> <br /> Olay ara vermekte sanırım.<br /><br /><br />Bu arada iki satırlık aralıklar vererek yazıya heyecan kattığımı da düşünecek olursak, fazlası zarar lafının azı karar devamı olarak daha iyi anlamış oluyorum. Ki alışmış kudurmuştan beter olduğuna göre alışmadan önce nasıldı acaba ? <br /><br /><br /> Sanki o anılar üstünü bir şuan anlatamayacağım şekilde örtmüş gibi ve her ne hikmet ise açmak bile istemiyorum.<br /><br /><br /> Düşünün.<br /><br /><br /> Ve bir iki satır aralık daha.<br /><br /><br /> Düşünün.<br /><br /><br /> Düşünemediklerinizi düşünün. Kod yazmaktan da öte. Sadece yazmak değil, yazmadığınız halde, dünya o kadar muhteşem bir algoritma üzerinde ki, tüm olasılıklar ve olması gerekenler kusursuzluk algoritmasının sadece ve sadece başla komutundan sonra geliyor sanki. Bitişini görmek çok, zor şuan için beklenen bir günün eşit olup olmadığını kontrol ederek, bitiş satırına geleceğiz ve bu sonsuz döngüdeki kırılma noktası bir nimet. Çünkü.. Açıklaması oldukça zor. Açıklamak ise açıklanmıyor.<br /><br /> Bu basit bir senaryonun, giriş perdesinin sadece kornişin de bulunan bir atom parçası gibi. <br /><br />Gibi, gibi, gibi.<br /><br />Çekirdeğin çekirdeği. İşte bütün mesele.<br /><br /> Düşünün. Aslında düşünmenin düşünmek olmadığını.<br /><br />"-Sanırım kendi kendimi 3. kişi zamiri ile geçmiş zamanın geleceğinden bahsettim."..<br /><br /><br /><div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz </i></div>
<i><div style="text-align: right;">
<i>(saçmalamak, sadece saçmalamak. )</i></div>
</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-51583438296754059252015-02-19T14:57:00.002+02:002020-11-29T15:03:30.725+03:00Tami Hoag - Sır<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjx2vNnlKodwIpzCr_0lT3xjKEohE-V61jUWR5EyCsYgXd0slKnIYfpDkAOJ_W5qC6wvSfMSHVgcWSXZocXCMWte11ey_YELSaL3EwXZ2fdXDjz3K0kVupW3yqlpoK_bvQb_MOhgYwZAqY_/s1600/IMG_20150211_163857.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjx2vNnlKodwIpzCr_0lT3xjKEohE-V61jUWR5EyCsYgXd0slKnIYfpDkAOJ_W5qC6wvSfMSHVgcWSXZocXCMWte11ey_YELSaL3EwXZ2fdXDjz3K0kVupW3yqlpoK_bvQb_MOhgYwZAqY_/s1600/IMG_20150211_163857.jpg" height="240" width="320" /></a><br />
<br />
Tami Hoag'ın kitaplarını okumaya devam ederken, bu kitabı da bitirmemek için çok uğraştım. Sadece sonu biraz garipti ama kurgusu ve seri olarak devam eden, bir önceki Ölümden Daha Derin kitabındaki karakterlerin huyunu, suyunu devam ettirmesi de cabası.<br />
Güzel kitap. Fakat adı gibi içeriğinde de sır var gibi. Belki bir sonraki kitap olan Sakın Aşağıya Bakma kitabında bu etkiden, histen kurtulabilirim, bilmiyorum.<br />
<br />
<a name='more'></a>Kitaptaki karakterlerden Zahnder isimli matematik dehası karakterin eksik bir yönü var idi. Hikayeye bağlı olaraktan bir eksiklik yada ben öyle zannediyorum. Ta ki Marissa'nın katilinin de hikayeye çok iyi entegre edilmesi ve yakın arkadaşı olan Gina'nın bütün olayı aydınlatabilmesi. Hikaye budur.<br />
<br />
Bir önceki kitaptan kalma baş karakter Anne ve Dennis arasında geçenler ise sanki biraz soğuk kalmış gibiydi. Yani iki ayrı olayı üçüncü bir olay varmış gibi gösterip aslında tek bir olay üzerinde birleştirme çabası oldukça güzel. Hoşuma gitti bu tarz :)<br />
<br />
Dennis yine yapacağını yaptı. Vince ve diğer polis arkadaşları da oldukça iyi kurgulanmıştı.<br />
<br />
Kitapta katil hakkında tahmin yürütmedim dersem yalan olur fakat sanki ara ara katil işte bu ama sona saklıyorum gibi bir hava vardı. :)<span id="goog_132758227"></span><span id="goog_132758228"></span><br />
<br />
Eğer Tami Hoag'ın birkaç kitabını okuduysanız adını bile duyduysanız ve merak ediyorsanız bence okuyun. Kaybetmek yerine kazanırsınız. Okurken seri olarak okumaya özen gösterin. Yoksa eksik kalabiliyor.<br />
<br />
Kitaptan birkaç alıntı;<br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_FLiWylqIHpLIAfCB0HS_J9oGmAPBXNQ60UO9q7f5Ghe004Q4TGV3qiy9QVCRkib_tsG0x91flXlCzWjsTKHo_gqy_Cd33DUszAuB4z-lSgt4qcUXD9o5Qx6cYGfJIQ__6MUFIAz7SXCE/s1600/IMG_20150201_150930.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_FLiWylqIHpLIAfCB0HS_J9oGmAPBXNQ60UO9q7f5Ghe004Q4TGV3qiy9QVCRkib_tsG0x91flXlCzWjsTKHo_gqy_Cd33DUszAuB4z-lSgt4qcUXD9o5Qx6cYGfJIQ__6MUFIAz7SXCE/s1600/IMG_20150201_150930.jpg" height="150" width="200" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1vUCVfwVpgpKgcJ9QuwbVnZvnBeqIeW9Z6_wU3V9lXT07E28ee9AFHuxDRPZbAHNOzHMJEmHO9nKxSEkXgE-EXmshbvilbM67uyy7V4N9WqjuNhD3tLkrzevhgLNZO5GFLZ7yY_3L4RLl/s1600/IMG_20150103_200623.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: left;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1vUCVfwVpgpKgcJ9QuwbVnZvnBeqIeW9Z6_wU3V9lXT07E28ee9AFHuxDRPZbAHNOzHMJEmHO9nKxSEkXgE-EXmshbvilbM67uyy7V4N9WqjuNhD3tLkrzevhgLNZO5GFLZ7yY_3L4RLl/s1600/IMG_20150103_200623.jpg" height="150" width="200" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-76435175807053222542015-02-08T21:46:00.004+02:002020-11-29T15:03:33.341+03:00kurcalayanlar sorularAklımı kurcalayan sorular var benim. Soru değil belki sorun. Sorular değil belki sorunlarım var. Bilmiyorum ama elbet bir bilen vardır. Kurcaladıkça bozulur dedikleri lafını tam anlamıyla anlıyorum. Sorular aklımı kurcaladıkça.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://fwmail.net/img/i/2012/01/soru_isaretleri_th.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="http://fwmail.net/img/i/2012/01/soru_isaretleri_th.jpg" height="212" width="320" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Anlayın işte.</div>
<div>
<a name='more'></a><br /></div>
<div>
Sıkıntılar oluşuyor bazen. Bir tetikleme gerekiyor. Etki-tepki sürecine girip etkilenip, tepkilenemiyorum. Sorular büyük ve derin. Sorunlar küçük ve dipsiz. Kendimi bu boşluklardan çekip aldığımda ise nerede bulabileceğimi tahmin edemiyorum. Bir çok kombinasyon var. Kombinasyonun kombinasyonunu almak gibi. Sebepsizce.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir yerden sonra işler değişiyor. Soruların aklımı kurcalamaları yerine bende onları kurcalıyorum. Çivi çiviyi söker davası. Benim davam biraz farklı. Şunun gibi;</div>
<div>
.."Dünyanın çivisi çıkmış. Eğer çivi çiviyi söküyorsa bu durumda dünya çivi mi oluyor ?"..</div>
<div>
demeye benziyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Anlayın işte.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Aklımı kurcalayan sorulara cevap arayışlarımda da kayboluyorum bazen. Durduğum yerde. Öyle ki bazı cevaplar soru olabiliyor. Nedenin nedenini nedenselleştirmek gibi.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Neyse sorular kurcalamaya devam etsin. Elbet ya çatlar ya da patlar ya da saklar.</div>
<div>
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-20555319183548284652015-02-08T21:13:00.000+02:002015-02-08T21:13:10.309+02:00bazen çekip gidesim var aklımdan. aklımca.bazen çekip gidesim var aklımdan. aklımca.<br />
gidip gelmeyesim var aklımdan. aklımca.<br />
yeter artık diyesim, artık düşünmeyesim var.<br />
bazen deniyorum zaten.<br />
zaten bırakasım var.<br />
<br />
bazen çekip gitmek yerine her şeyi getiresim var.<br />
aklıma.<br />
gidip gelmemek aklımı alıkoyasım var.<br />
aklına.<br />
<br />
zaten buralar artık hep bazen.<br />
zaten olacağı yok.<br />
ama zorlayasım var.<br />
<br />
bazensizlik yaşıyorum, tıpkı oksijensiz kalmak gibi,,,<br />
gözlerim kararırcasına rüyalara dalmak.<br />
zamanlarımı bazenle zatenlere bölmüş hayat.<br />
gibi gibi gibi.<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-73305847109828323292015-01-20T19:01:00.002+02:002020-11-29T15:03:37.937+03:00bir kod yazdım bugün..bir kod yazdım bugün,<br />
yolladım cloudla.<br />
içinde keylogger vardı,<br />
küçücük kilobaytla.<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
<i>---</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-80040453244460062252015-01-18T19:16:00.002+02:002020-11-29T15:03:39.941+03:00bazenli bir söz..bazensizlik vurmuş başıma, bir ağrı gibi.<br />
bazen ağrı derecesinde bazenlerimiz..uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-6080511343532021102015-01-16T23:21:00.001+02:002020-11-29T15:03:42.666+03:00ne olacak ki ?ne olacak ki ?<br />
sırayla ölmeyi bekliyoruz zaten.<br />
denemekten zarar mı gelir.<br />
güven.<br />
inan buna.<br />
denemekten zarar gelir.<br />
<br />
güvenmeyin kimseye, güvendirmeyin kimseye, güvenmeyin kendinize.<br />
daha birkaç kombinasyon daha var. aklınıza hangileri geliyorsa artık.<br />
fakat nedendir ? bilinmezlik almış başını çıkmış yollara...<br />
nereye el atsak, nereye el atsam, nereye el attırsak böyle.<br />
kafada olup bitenler, yaşama etki ettiği kadar duygusal zeminde çatlaklar oluşturuyor.<br />
garip.<br />
ingilizlerin söyleyişi daha güzel. "weird";<br />
<br />
garipliği benimsemişiz, bizimcesine.<br />
hangi hakla ?<br />
<br />
ne olacak ki ?<br />
neyse boş verin.<br />
boş müsfette cümleler bunlar.<br />
kayda değer en ufak bir değeri bile yok.<br />
hayat vurdukça vuruyor zaten.<br />
sorun bende onu anladım.<br />
ama;<br />
ne olacak ki ?<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-582051838979037452015-01-11T18:09:00.001+02:002016-04-25T20:09:17.851+03:00mutluluk..mutluluk.<br />
<br />
belki birçok kez tasvir edildi. birçok kez yazıldı. bazen çizilmeye, hatta ve hatta gerçek hayatta ölümsüzleştirilmeye çalışıldı. birçok kez nafile. birçok kez ise sonuç; mutluluk. kendi kendini açıklayan bir kelime sanki. onu anlatırken bile mutlu olabilirsiniz. mutlu olabilmeyi anlatabilmek size mutluluğun temel taşlarından bazılarını verebilir.<br />
<br />
bir o kadar da karşı düşünce. acaba mutlu muyuz ? yoksa yaşayabildiğimiz en uç mutluluk şuan ki halimiz mi ? yoksa bir tık, bir adım bile ileri gitmiyor mu mutluluk ?<br />
<br />
<br />
mutluluk yaşayabilmek bence. ancak bir adım ileri gider mi gitmez mi bilemem. inanın bu bile bir mutluluk..<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-20874942002024928102014-12-27T13:18:00.000+02:002016-04-25T20:10:17.169+03:00yolculuk sonrasıYolculuk sonrası.<br />
Aslında bir çoğumuzun hissettiği his.<br />
Diyebiliriz.<br />
Galiba.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
Neyse. Yolculuk sonrası hissettiğimiz o his var ya; o his bir başka. Tanımlaması bir o kadar zor. Uzun zamandır aklıma geliyor. Yaz, yaz, yaz, ya. Deyip duruyor içimden bir ses.<br />
<br />
Anlatılması zor bir şeyi anlatmak, belkide anlatamamak.<br />
<br />
Şöyle başlayayım en iyisi. Hani yolculuk yaparız. Yaparsınız. O boş eve geri döndüğünüz, ya da yaşadığınız şey her ne ise.. İşte geri döndüğünüzde bir gariplik, bir tozumsu, hafif bir kasvet. Öyle değil mi ? Sanki oradan ayrılmamışız da farklı bir yerden ayrılıp başka bir yere geri dönmüşüz gibi. O odaya girdiğiniz, eve ilk adımı attığınızda, kapıyı ilk açışınızda ki o boşluk hissi. Daha önce başka bir şey bana bu hissi yaşatamadı.<br />
Garip. !<br />
<br />
Fakat seviyorum ben bu hissi. Bu hissi yaşamayı. Bu his bize birçok şeyi anlatıyor. Mesela diyor ki;<br />
-Daha önce buradaydın. Burada saatlerin, dakikaların, günlerin geçti. Hatırla !<br />
-Burada senden izler var. Her ne kadar takip edilemeyecek de olsa.<br />
-Unutma.<br />
- ve daha nice söylentiler.<br />
<br />
Yolculuk sonrası yaşadığım/ız bu his, bu hissi yaşayabilmek gerek. Yaşadıkça yaşlandığımızı, yaşadıkça aslında sadece bizim olmadığımızı anlatıyor bize. Bence..<br />
<br />
Sizce ?<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
<i><b>uğur karadeniz</b></i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-12053699417359410572014-11-28T15:53:00.001+02:002020-11-29T15:03:44.467+03:00Jason Statham (Transporter 2)Transporter(Taşıyıcı) Serisinin ikinci filmi. Film serisi kaldığı yerden devam ediyor. Frank Martin. Kurallar yine aynı. Fakat bu sefer paket biraz daha farklı.<br />
<br />
Frank taşımacılığı bırakıp, zengin bir ailenin şoförü olmuştur. Ailenin çocuğu kaçırılır. Frank'den bilinir. Frank kurtarmak için yola çıkar. Kurtarır.<br />
<br />
Tabi ki askeri donanımı ve sürücülüğü yine ön safhada. Dövüş yetenekleri biraz daha fazla.<br />
Olaylar sırasında polis ve değişik ekipler de vardır. Sıkıntılı bir zamandan geçerler. :D<br />
<br />
Taki Frank Martin'i soymak isteyene kadar :)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/9WUaDcmfgQc?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Bence seriyi sırayla izlemeniz gayet zevkli olur.</div>
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-21582060715629980602014-11-15T12:56:00.001+02:002020-11-29T15:03:46.951+03:00bazenli bir sözbazen yapmak istediklerini yapamıyorsan,<br />
istemeye devam et.<br />
bazen istemeden yapıyorsan,<br />
bil ki istemişsindir.uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-70041021741264598822014-11-14T13:27:00.002+02:002020-11-29T15:03:49.126+03:00Michelle Richmond - Küçük Sırlar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZxGEsknD48g9x_NKCWN49udVI3dF3vv3PGC4FASS1rE2hP-ITGZbcEafm6qCV8r5dxfr_LjXme6HzuJsYjTbI2x_-jpC_fjZlqhDG67Mm3nI7m-hnksh4xack88S5Yo5wGvgWJkvIz1ll/s1600/IMG_20141111_110153+(1).jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZxGEsknD48g9x_NKCWN49udVI3dF3vv3PGC4FASS1rE2hP-ITGZbcEafm6qCV8r5dxfr_LjXme6HzuJsYjTbI2x_-jpC_fjZlqhDG67Mm3nI7m-hnksh4xack88S5Yo5wGvgWJkvIz1ll/s1600/IMG_20141111_110153+(1).jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZxGEsknD48g9x_NKCWN49udVI3dF3vv3PGC4FASS1rE2hP-ITGZbcEafm6qCV8r5dxfr_LjXme6HzuJsYjTbI2x_-jpC_fjZlqhDG67Mm3nI7m-hnksh4xack88S5Yo5wGvgWJkvIz1ll/s1600/IMG_20141111_110153+(1).jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Başlamak ne kadar zor olsa da bir kitaba, bitirdiğini görmek bir o kadar güzel. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Arka kapağında ki yazıya güvenerek aldığım bir kitaptı. Sonra kitap Ellie Enderlin'in günlüğü gibi anlatımla başladı. Okudukça fark ettim ki kitap içinde kitap yazmıştı Andrew Thorpe. Kitaplarda sevdiğim bir özelliktir aslında; kitap içinde kitap. Zevkli oluyor okuması. Olaydan olaya atlamak. Tabi olayları birbirinden koparmamak şartıyla. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br />
<a name='more'></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2eoeYa0ih8tGgG8YdOlv7Xce3YzvMlV-KQzNcukgtiLMuzCxZTacyu5XMO9FRi-LvxQSRfbTiZYky3uPDiAqHEcUu3KsISGxx1cASI-GE0KBIN4qOEUQdErfQy2yUO13bzUwefWiS_dru/s1600/IMG_20141111_110142.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2eoeYa0ih8tGgG8YdOlv7Xce3YzvMlV-KQzNcukgtiLMuzCxZTacyu5XMO9FRi-LvxQSRfbTiZYky3uPDiAqHEcUu3KsISGxx1cASI-GE0KBIN4qOEUQdErfQy2yUO13bzUwefWiS_dru/s1600/IMG_20141111_110142.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2eoeYa0ih8tGgG8YdOlv7Xce3YzvMlV-KQzNcukgtiLMuzCxZTacyu5XMO9FRi-LvxQSRfbTiZYky3uPDiAqHEcUu3KsISGxx1cASI-GE0KBIN4qOEUQdErfQy2yUO13bzUwefWiS_dru/s1600/IMG_20141111_110142.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2eoeYa0ih8tGgG8YdOlv7Xce3YzvMlV-KQzNcukgtiLMuzCxZTacyu5XMO9FRi-LvxQSRfbTiZYky3uPDiAqHEcUu3KsISGxx1cASI-GE0KBIN4qOEUQdErfQy2yUO13bzUwefWiS_dru/s1600/IMG_20141111_110142.jpg" height="320" width="240" /></a><br />
<div>
<br /></div>
Ellie'nin kız kardeşi Lila'nın ölümünü anlatıyor kitap ve içindeki kitap. Aslında yarıya yarıya bir sevgi ve aşk hikayesi. Peter McConnell'ın Lila'ya duyduğu, Lila'nın kız kardeşine duyduğu sevgi, Ellie'nin kız kardeşine duyduğu sevgi ve özlem. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Kitap içeriği ile kitabın adı tam olarak uyumlu.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Kitabı sevmemi sağlayan bir yönü ise Ellie'nin kahve gurmesi olması. Kahve ile ilgili bölümler çok hoşuma gitti açıkçası. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Aslında yazar; kahve, matematik, sevgi, sonsuz bir güven ve ölümü gerçekten güzel işlemiş.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Her ne kadar katili çok farklı bir zamanda anlatıp, olay örgüsüne soksa da başarılı olmuş. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Yani demek istediğim kitap her ne kadar ilgi çekici bir kitap olarak gözükmese de ilgi çekiyor. :)</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir kesit;</div>
<div>
<br /></div>
<div>
.."Ormanın derinlerinde, çöktüm dizlerimin üstüne<br />
Şaşkınlıkla bakakaldım solgun yüzüne<br />
Ne yaptım ben güzel kızım sana böyle,<br />
Tanrım ben ne yaptım"..</div>
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-4240815446779314112014-11-12T01:53:00.001+02:002020-11-29T15:03:54.417+03:00Jason Statham(6. Colleteral & 7.Celluler)Jason Statham'dan iki film daha yazıyorum bu gece.<br />
<div>
<br /></div>
<div>
Collateral filminde çok kısa bir rolü var. Kısa olmasına rağmen belkide yeri rolün önemli çok büyüktür. Pek anlayamadım açıkcası. Çünkü bağdaştıramadım film ile Jason Statham'ı..</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Cellular de ise yine kendinde diyebilirim. Yanlış hatırlamıyorsam kadını odaya kapattığında, kadının yaptığı rastgele bir ara ile gerçekleşen ve devam eden bir hikaye. Aslında çok güzel bir mantığı var. Her ne kadar Türkçe'ye çevrilmiş ismi çok farklı anlamlar çağırıştırsa da.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Pek bir yazacağım yok. Cellular gerçekten güzel bir film. Fakat Colleteral için aynı şeyi yazamayacağım. Gerçi taksicinin hayalleri ile olay örgüsüne farklı bir hava katılarak, avukat ile de tanışma fırsatını veriyorlar eline.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Canınız çok sıkılırsa izleyin derim. :) </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Celluler fragman;</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/s2-wO0kG8as?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
<div>
<br /></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-13588149457830737802014-11-06T15:11:00.001+02:002020-11-29T15:04:18.567+03:00hello world.her şey hello world le başladı sanki...<br />
bir çoğu öyle der.<br />
haklılar tabi.<br />
<br />
ben bu işe hello world'le başlamadım.<br />
ne ile başladığımı bilmiyorum.<br />
fakat hatırladığım tek şey;<br />
"hello world";<br />
yeni bir bebeğin doğup,<br />
ebesine selam vermesi gibi.<br />
ne kadar garip bir durum olsa da.<br />
bazen ne ile başladığının hiçbir önemi yoktur.<br />
yeter ki sen başlamak iste.<br />
işte o zaman ne "hello world"ler gelir geçer biliyor musun ?<br />
kaç kere selam verirsin o ebeye.<br />
çoğu kez düşük ihtimali bile var.<br />
"run time error".<br />
ebeden de kaynaklanır,<br />
ebeveynlerden de.<br />
doğduysa eğer artık; en iyi şekilde yetiştirmek lazım onu.<br />
ana dilini iyi öğrenmeli mesela.<br />
gerektiğinde platform platform koşmalı,<br />
ide'lerle, compiler'ler, notpad'lerle düşüp kalkmalı.<br />
yılmadan.<br />
önce cefasını çekmeli,<br />
sonra sefasını cefasız bir şekilde sürmeli.<br />
nitekim.<br />
bazen her şey "hello world" ile de başlayabilir,<br />
merhaba dünya ile de.<br />
:)<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-37488524236748534812014-11-04T01:15:00.001+02:002020-11-29T15:04:20.703+03:00Jason Statham(5. The Italian Job)<a href="http://www.cineclub.de/images/2003/11/the-italian-job-p.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="http://www.cineclub.de/images/2003/11/the-italian-job-p.jpg" height="320" width="226" /></a>Jason Statham'ın araba sürmekteki olan becerisini bu sefer teknede gösteriyor.<br />
Bu sefer üstlendiği rol: Yakışıklı Rob (Handsome Rob).<br />
Filmde pek ön planda değil fakat kendini hissettiriyor zaten.<br />
<br />
Film bana verdiği mesaj;<br />
Hayalleri için çalanlardan, hayallerini çalma! Ne de olsa çalıntılar bir gün çalınırlar.<br />
<br />
İlk önce hepsi beraber çaldılar.<br />
Ve ihanet.<br />
Sonra intikam baş gösterdi.<br />
Süper bir plan ve hacker (Real Napster) bir arkadaş.<br />
Tekrar çaldılar.<br />
<br />
Plan aşamasında fark ettikleri ise hayal ettiklerini, Steve'ın hayal gücü olmadığı için Steve'ın kendi hayallerimiymiş kullanmasıydı. İzlediyseniz ve izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. :)<br />
<br />
Güzel ve zekice filmlerden.<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-71079701792980644282014-10-30T17:24:00.002+02:002020-11-29T15:04:22.468+03:00Jason Statham(4. The Transporter)Jason Statham filmlerinden 4. sıradaki film "The Transporter".<br />
<br />
Vikipedi'den;<br />
<br />
.."<br />
Bir tek soru sormadan, ona verilenleri taşır fakat ona verilen bilgiler tamamen doğru olmalıdır. Siyah <a href="http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=BMW_E38&action=edit&redlink=1">BMW E38</a> 735iL kullanan taşıyıcı Frank Martin'in kendisinin tam üç kuralı vardır ve bunları bozmaz. <br />
<ol>
<li>"Anlaşmayı bozma" </li>
<li>"İsim yok" </li>
<li>"Paketi açma" </li>
</ol>
"..<br />
<br />
Ta ki 1. 2. ve 3. kuralları bozduktan sonraya kadar. İzleyenler bilir zaten ne kadar heyecan verici bir film olduğunu. Tabi ki serisi de var bunun :)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://images4.fanpop.com/image/photos/21100000/Matt-in-The-Transporter-matt-schulze-21145068-853-480.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://images4.fanpop.com/image/photos/21100000/Matt-in-The-Transporter-matt-schulze-21145068-853-480.jpg" height="223" width="400" /></a></div>
<br />
Frank kuralları sırayla bozarken, bir taraftan da kendini kurtarmak zorunda kalmıştır. Çünkü artık peşinde olan adamlardan kaçmak, kızı kurtarmak gibi bazı görevler edinir kendine.<br />
<br />
<br />
Tabi ki mutlu sonla biter. Anlatmakla pek bir şey anlaşılmayacağı gibi (daha doğrusu benim anlatımımla..) izlemek daha makbul geçer :)<br />
<div style="text-align: right;">
uğur karadeniz</div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-20175822812917028772014-10-30T17:09:00.002+02:002020-11-29T15:04:26.379+03:0025 yayından özetleÖyle yada böyle birkaç yazı daha yazışım. Anlamlı - anlamsız, düzenli - düzensiz, saçma - mantıklı. Yazmak değil mi önemli olan zaten.<br />
Bazen sadece yazmak işte.<br />
<br />
Herkese teşekkürler bu arada.<br />
<br />
Şubat(3)<br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/02/25-yayndan-ozetle.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/02/25-yayndan-ozetle.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/02/duzelu-be.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/02/duzelu-be.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/02/biraz-daha-dayan.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/02/biraz-daha-dayan.html</a><br />
<br />
Mart(2)<br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/03/basarlar.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/03/basarlar.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/03/ogretmek-gerek.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/03/ogretmek-gerek.html</a><br />
<br />
Nisan(4)<br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/04/ne-oldu-bana.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/04/ne-oldu-bana.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/04/iki-kitap-biri-tami-hoag-digeri-thomas.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/04/iki-kitap-biri-tami-hoag-digeri-thomas.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/04/hayat-boyle-iste.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/04/hayat-boyle-iste.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/04/wwwbizimseylercom.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/04/wwwbizimseylercom.html</a><br />
<br />
Mayıs(3)<br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/05/yaklasyorsa-zaman.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/05/yaklasyorsa-zaman.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/05/yaz.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/05/yaz.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/05/kendime-hakszlk-ediyormusum.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/05/kendime-hakszlk-ediyormusum.html</a><br />
<br />
Haziran(4)<br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/06/birkac-dizi.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/06/birkac-dizi.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/06/bazenli-bir-soz.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/06/bazenli-bir-soz.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/06/geceler.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/06/geceler.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/06/bazenli-bir-soz_17.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/06/bazenli-bir-soz_17.html</a><br />
<br />
Ağustos(2)<br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/08/belki.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/08/belki.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/08/yeni-fikir.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/08/yeni-fikir.html</a><br />
<br />
Eylül(1)<br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/09/sade-bir-kahve.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/09/sade-bir-kahve.html</a><br />
<br />
Ekim(6)<br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/jason-statham-1-lock-stock-and-two.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/jason-statham-1-lock-stock-and-two.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/jason-statham-2-snatch.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/jason-statham-2-snatch.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/bazen-hani-donup-kalr-insan.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/bazen-hani-donup-kalr-insan.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/jason-3-one.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/jason-3-one.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/sacmalamak-guzeldir-neye-sacmaladgn.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/sacmalamak-guzeldir-neye-sacmaladgn.html</a><br />
<a href="http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/jeff-abbott-panik.html">http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2014/10/jeff-abbott-panik.html</a><br />
<br />
<br />
Arayı fazla açmışım biraz.<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
<br />uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-17786148813038297792014-10-27T19:55:00.000+02:002020-11-29T15:04:28.118+03:00Jeff Abbott - Panik<div>
<br /></div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiN0bDdEIL5FjDZI454s0FhN_6yU8-Gm1bzrMnFvlnHeE9-S8JuA8Yp7NnFCSnW21xZvKcntHnig2hA4WdX5xwHahJ_qfU1Ez_Vbs1UivRa8HgreW4TnStEZIGJL3a2T9RfHRkqzJ4FUiaO/s1600/IMG_20141020_164914.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiN0bDdEIL5FjDZI454s0FhN_6yU8-Gm1bzrMnFvlnHeE9-S8JuA8Yp7NnFCSnW21xZvKcntHnig2hA4WdX5xwHahJ_qfU1Ez_Vbs1UivRa8HgreW4TnStEZIGJL3a2T9RfHRkqzJ4FUiaO/s1600/IMG_20141020_164914.jpg" height="320" width="240" /></a>Bir kitabı daha bitirmek nasip oldu. İyi oldu aslında. Bir kitabı daha bitirebilmek.<br />
<br />
Neyse..<br />
<br />
Şimdi bu kitap öyle bir kitap ki oku oku belli bir yere kadar acayip sıkıcı. Taki olayların böyle son sayfalara sıkıştırılmış anlatımı yok mu ? Var. Beni benden alan bir anlatımı oldu.<br />
<br />
<br />
Polisiye-gerilim türü olan kitabımız aslında alttan alttan trajedi vuruyor. Hiç birbirini tanımayan insanların aslen birbirine komplolar kurması, daha sonraları aslında hiç bilmedikleri fakat geçmişlerindeki birlikteliklerin hepsini, basit bir hata nedeniyle tüm büyük oyunun parçalanması ve mutlu son. Ta ki mutlu sonu deşmek isteyenler.<br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhurWHLSwb7j4MpLgy7GFa2k2kVplBFkh4RCAav_-1LwnKeO5xXvSRn0p7-n7Z2ow4kDClXMgir_8E21CfHldpOAMeF-g3k28ho5NrUyCLqXTeTfHJWZpQf8jReTjOiq6MlYAe0idFMLA1z/s1600/IMG_20141020_170017.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhurWHLSwb7j4MpLgy7GFa2k2kVplBFkh4RCAav_-1LwnKeO5xXvSRn0p7-n7Z2ow4kDClXMgir_8E21CfHldpOAMeF-g3k28ho5NrUyCLqXTeTfHJWZpQf8jReTjOiq6MlYAe0idFMLA1z/s1600/IMG_20141020_170017.jpg" height="320" width="240" /></a>"PANİK, zekice ve ince düşünülerek yazılmış, göz alıcı bir macera romanı. Jeff Abbott hiç şüphesiz gerilim romanlarının yeni ismi." Harlan Coben<br />
<br />
Bana kalırsa kitap içerisindeki olaylarda yapılan blöfler, anlatıldığı gibi kahramanımız Evan Casher'ın yazmaya ve çekmeye çalıştığı film gibi kitabın adını "Blöf" olabilirmiş. Yaşanan paniklerin haddi hesabı yok zaten. Yapılan blöfler ustaca.<br />
<br />
Evan ve Carrie. Duyulan sevgi ve güvenin yitirilmemesi. Geçmişlerinin birbirinden geçmesi. Biraz garip bir duygu !<br />
<br />
Evan'ın bilmediği bir hayatı olması ve ailesinden geriye kalanlar.<br />
<br />
Kitabın arka kapağındaki yazının bir parçası çok hoşuma gitti;<br />
.."Abbott tansiyonu nasıl kontrol edeceğini çok iyi biliyor. Okuyucuyu inanılmaz olanın sınırlarına kadar götürüp dizginleri tam zamanında geri çekiyor."..<br />
<br />
Bence vakit kaybetmeden okuyun. Sıkalabilirsiniz ama vazgeçmeyin :)<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-18672590580950994792014-10-23T14:15:00.003+03:002020-11-29T15:04:30.088+03:00saçmalamak güzeldir. neye saçmaladığını bilirsen.Bazen saçmaladıklarını yazmak isterdin. Fakat saçma oldukları için vazgeçme duygusuna hüküm kurmak istersin. <br />
<br />
Saçmalama ayini bittikten sonra, ayin sürecinin geçmişte bıraktığı boşluktan zaman atlamak, bir hayli zorlar insanı. Fiziksel olarak bıraktığı tahripleri geçtim, zihinsel olarak yarattığı tahripler yetiyor zaten. Bazen acaba diyorum. Her şey. Bazen her şeyin sonucu, sebebi, çünküsü, acabası, fakatını, ve benzeri olarak kullanılabilecek birçok kelimenin bazenlisini.<br />
<br />
Bazensizlik işte..<br />
<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-59965755137482304442014-10-21T22:46:00.002+03:002020-11-29T15:04:31.903+03:00Jason Statham (3. The One)Jason Statham'dan izlediğim 3. film. Jet Li ile birlikte. Aslında ben Jason Statham'dan böyle bilim kurgu filmleri beklemezdim. Yakışmıyor adama. O tamamen günlük hayatta görmek istediğimiz kötüleri döven adam tiplemesi. Nasıl bir cümleyse artık.<br />
<br />
123 evren mi vardı. Jet Li hepsini öldürüp en son kediyle savaşıyordu sanırım. Evrenler arasında da yakalamakla görevli olan sanırım Jason Statham'dı.<br />
<br />
Pek beğendiğim bir film değil açıkcası. İzlemeseniz de pek bir şey kaybetmezsiniz.<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-938142094757152534.post-62376292010264778192014-10-17T15:40:00.002+03:002020-11-29T15:04:33.751+03:00bazen hani donup kalır insan.bazen hani donup kalır insan.<br />
konuşmak ister ama konuşamaz.<br />
hareket etmek ister ama edemez.<br />
bazen bunu bilimsel açıklarlar.<br />
bazende bazensizlikte kalır.<br />
zaten ya gözümüz dalar,<br />
ya da gönlümüzde fırtınalar.<br />
kopar.<br />
bazen.<br />
<br />
<a name='more'></a><br />
<br />
gözler sulanır o anda,<br />
bazen.<br />
üstüne birbir çeşit inanç.<br />
zaten donup kalmak yetmiyormuş gibi.<br />
bazen anılarıdandır işte o anların<br />
bazıları..<br />
ben ona bazensizlik diyorum zaten.<br />
yanına da zaten ekledik mi ?<br />
yenmiyor tadından.<br />
<br />
bazen o kadar hassaslaşır ki insan.<br />
hassasiyeti kaybetmemek için donar,<br />
zaten kaybetmiştir o an..<br />
<br />
bazen hani donup kalır ya insan.<br />
insan değil sadece,<br />
zamandan eğrilik oluşur kim bilir,<br />
kaç bilmece.<br />
zaten bilinse.<br />
bazen donup kalmaz insan..<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
<i>uğur karadeniz</i></div>
uğur karadenizhttp://www.blogger.com/profile/14971015133875674878noreply@blogger.com0