6 Mayıs 2014 Salı

yazı..

Yine hayatımdan birkaç parça kodun benim için ne olduğunu sizlere anlatmaya çalışacağım. Yani bir başka deyişle saçmalayacağım..

Örneğin bazen bana kızıyorlar, mecaz nedir bilmez misin diye. Bilmiyorum. Bu kadar basit bir şey değil. Fakat programlama denen illete bulaştığımdan beridir ki, Programlama Gerçektir. Programlama mecaz olan bir şey var ise o da algoritmadır. Fakat o da gerçekliği bire bir yansıtacağından dolayı, mecaz anlam kazanmaz.

Evet. Programlama Gerçektir. Bir programın belirli bir parçasına, gidip de mecazi olaraktan bir değişken atamak başka, bir if yapısını mecazlamak başka.

Şimdi hal böyle iken, insan ister istemez, sanal bir dünyada kendine kendisinin kodladığı anlayış ve kavrayış sistemine nasıl karşı çıksın ?
Çünkü o anlayış ve kavrayış sisteminde mecazi anlamı katabilmek çok zor.

Birkaç hafta önce "Bilgisayara Öğrenmeyi Öğretmek Gerek" demiştim. Eğer bunu yapabilirsek, işte o zaman mecazi anlamı da bilgisayarların, kod parçalarının, belirli köşelerine sıkıştırıp, -tıpkı bir önceki virgülde kullandığım mecaz gibi- mecazi anlamda kodlar yazabiliriz ve bu bilişim çağında çığır açmak demektir.

Düşünsenize, gerçeklikten arınmış kodlar.. Daha doğrusu, bize öğretilen ve öğrendiğimiz o düzenli yapılara gerek kalmadan programlayabilmek. Tıpkı hayatımızı da programsız yönetirken mahvettiğimiz gibi.

Ki. Mecazi anlamdan nereye geldim bilmiyorum. Bazen bazı şeyleri mecaz anlamında anlamamak, karşılıklı polemiğe sürükleyebilir sizi.

Ve bu arada. Programlama gerçektir. Programlamayı yaşayabilmek, programlamayı yaşamayı istemek, sizi biraz hayalciliğe bir o kadar da gerçekliğe götürecektir. Bu hem bir çelişki, hemde büyük bir ironi.

saçmaladım mı ne yaptım bende bilmiyorum, teşekkürler :)
uğur karadeniz

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder