22 Mart 2015 Pazar

özet çıkarmak.

belkide bazılarımızın isteksizce, sabah veya akşam veya herhangi bir zaman diliminde yaptığı ufak bir rutin diyebilirim. yaşadıklarını düşünüp, yaşayacakları ile kıyaslayıp, hayal ettikleri ve gerçekleşenlerle oranlayıp, kendilerine bir rapor olarak sundukları şeydir. ve bu özetler sonucunda kişinin benliği, senliği, bir nevi kişi oluşur. aslında bu kişilik özet çıkarmadan önce de vardır. sadece törpülenecek yerler törpülenir, eklenecek yerler eklenir, hatta ve hatta kaş yaparken göz bile çıkarılabilir.
bunu bir insan kendi kendine yapar, inana biliyor musunuz ? 
inanın bence. 
her neyse.
fakat öyle zamanlar vardır ki, özet çıkarmak istemez, çıkardığınız özetleri toplar aynı olanları eler, farklı olanları çarpar ve günlere bölersiniz. çıkan sonucu ise şuanda sahip olduklarınızla mod'a tabi tutarsınız. 
işte bütün mesele.
çıkan sonuç. 
büyük mü yada küçük mü ? 
özet çıkarmak diye buna derim ben.
ve dediğim gibi; insanlar bunu isteksizce yaparlar ve çıkardıkları özetleri hayat dersi diye başkalarına anlatırlar.
uğur karadeniz

18 Mart 2015 Çarşamba

bazen.

bazen o kadar çok kafanın içinde arasın ki, bulamaz, edemez, sonuca ulaşamaz ve sadece bazenlerde kalırsın. 

fakat bu sefer;

bazensizlik yaşamazsın. aksine.

neyse. sonuca ulaşamayıp, aradıklarınla kaldığında ise fark ettiğin bir şey olur. bence bunu fark edebilmek en önemlisi. ana fikir bu bence. ararken; unuttuklarını, halının altına süpürdüklerini, çekmecenin arkasına düşenleri ve daha nicelerini ortaya çıkarırsın. belki bazıları o kadar çok seni üzer, şimdiki olduğundan beter eder fakat bir o kadar da buldukların seni mutlu eder. bazen sadece mutlu olursun. 

bazen ise ararken, gün yüzüne çıkaramadıkların olur. onlar orada sıkışmışlardır artık. üstüne bir yapı inşa edilmiş, temelinde kalıp, unutulmaya yüz tutmuş ve hatırlanmadığı için ne olduklarını bilemedikleriniz.

işte. 

bazensizlik yaşamayın. yoksa etkisi çok uzun sürer. fırsat buldukça arayın. bulun. gün yüzüne çıkartın. hatta bazen sorun. sebeplerine ve sonuçlarına ulaştığınızda fark edeceksiniz ki, fark ettiğinizde anlayacaksınız.

bazen bunu düşünebilmek bile neler yapıyor insana bir bilseniz. 
..
uğur karadeniz

11 Mart 2015 Çarşamba

boşlukta sıkışıp kalmak..

Boşlukta hissediyorum bu aralar. Daha önce bir kaç kez hissetmiştim bunu. Fakat bu kez farklı; farklılıktan öte, boşlukta hissetmek yetmiyormuş gibi üstüne birde boşlukta sıkışıp kaldım. Buna sebep olan nedir, ne içindir, kimdir, nasıl sorularına cevap aramak bile boş.

Hadi her şeyi geçtim, hayaller ve amaçlar doğrultusundaki sinüs eğrisi bile parazitli. Arada bir kesilen bir sinyal misali..

Yani hayatımızda ki eğriler ve doğrular o kadar çok çarpışıyorlar ki, inanın; sıkışıp kaldığınız yerde bile boşlukta hissediyorsunuz. Ters psikoloji ve kısır döngü. Tek bir çıkış var.

Yeniden başlamak. Yeniden başlatmak.

Fakat şarkıcının dediği gibi değil; sil baştan başlamak yerine silmediklerimizden aldığımız derslerin, tecrübelerin grafiği doğrultusunda hareket etmek gerek.

Birde silemediklerimiz var. Fabrika ayarları gibi..

Boşlukta hissetmek diyordum. O kadar garip bir duygu ki, anlatmakta güçlük çekmek haricinde bunu anlatırken bile boşlukta olmanın verdiği o garip his.. Bu boşluğu doldurmak gerek. Birde, sıkışıp kaldığımız o boşluğa da el atmak gerek.

İşin içinde birde bu boşluktan ve sıkışıklıktan kurtulmak isterken, o kadar çabaya rağmen tıkanmak da var. Soluk soluğa kalmak ve kaldığınız bu soluksuz geçen zamanda keşkeler diyarına dalmak, işte bu paha biçilebilir bir durum.

Bazenler, çoğalır. Büyür ve boşluğu doldurur. Tek fark, yine sıkışırsınız. Tek fark, bu sefer çabadan değil bazenlerden tıkanırsınız. Aslında farkın olmadığını görürsünüz. İroni diyorlar sanırım buna.

Yeniden başladığınızı düşünün.

Ancak fark edeceğiniz bir şey olacak ki, bir hayal-amaç ilişkisinde harcanan emek. İşte bu ince fakat altı kalın çizgili çizgi.. Boşluk ile sıkışmak arasındaki bağ, sizi ve beni kurtaracak olan çizgi.

uğur karadeniz

26 Şubat 2015 Perşembe

bazenli bir söz

bazen o kadar çok emin olursun ki,
bazen emin olduğundan emin olursun..
uğurkaradeniz

20 Şubat 2015 Cuma

düşünün.

Belirli bir zaman kod yazmadığınızı düşünün. Kafanızda o kadar çok senaryo kurup oynatıyorsunuz ki, kurduğunuz senaryoların algoritmaları bile oyuncularla örtüşmüyor. Garip. Halbuki yazan, yöneten, his katan, kuran, hatta ve hatta oynayan bile siz iken örtüşmüyor. Fakat bir çok kez deniyorsunuz.


Olay ara vermekte sanırım.


Bu arada iki satırlık aralıklar vererek yazıya heyecan kattığımı da düşünecek olursak, fazlası zarar lafının azı karar devamı olarak daha iyi anlamış oluyorum. Ki alışmış kudurmuştan beter olduğuna göre alışmadan önce nasıldı acaba ?


Sanki o anılar üstünü bir şuan anlatamayacağım şekilde örtmüş gibi ve her ne hikmet ise açmak bile istemiyorum.


Düşünün.


Ve bir iki satır aralık daha.


Düşünün.


Düşünemediklerinizi düşünün. Kod yazmaktan da öte. Sadece yazmak değil, yazmadığınız halde, dünya o kadar muhteşem bir algoritma üzerinde ki, tüm olasılıklar ve olması gerekenler kusursuzluk algoritmasının sadece ve sadece başla komutundan sonra geliyor sanki. Bitişini görmek çok, zor şuan için beklenen bir günün eşit olup olmadığını kontrol ederek, bitiş satırına geleceğiz ve bu sonsuz döngüdeki kırılma noktası bir nimet. Çünkü.. Açıklaması oldukça zor. Açıklamak ise açıklanmıyor.

Bu basit bir senaryonun, giriş perdesinin sadece kornişin de bulunan bir atom parçası gibi.

Gibi, gibi, gibi.

Çekirdeğin çekirdeği. İşte bütün mesele.

Düşünün. Aslında düşünmenin düşünmek olmadığını.

"-Sanırım kendi kendimi 3. kişi zamiri ile geçmiş zamanın geleceğinden bahsettim."..


uğur karadeniz 
(saçmalamak, sadece saçmalamak. )

19 Şubat 2015 Perşembe

Tami Hoag - Sır



Tami Hoag'ın kitaplarını okumaya devam ederken, bu kitabı da bitirmemek için çok uğraştım. Sadece sonu biraz garipti ama kurgusu ve seri olarak devam eden, bir önceki Ölümden Daha Derin kitabındaki karakterlerin huyunu, suyunu devam ettirmesi de cabası.
Güzel kitap. Fakat adı gibi içeriğinde de sır var gibi. Belki bir sonraki kitap olan Sakın Aşağıya Bakma kitabında bu etkiden, histen kurtulabilirim, bilmiyorum.

8 Şubat 2015 Pazar

kurcalayanlar sorular

Aklımı kurcalayan sorular var benim. Soru değil belki sorun. Sorular değil belki sorunlarım var. Bilmiyorum ama elbet bir bilen vardır. Kurcaladıkça bozulur dedikleri lafını tam anlamıyla anlıyorum. Sorular aklımı kurcaladıkça.

Anlayın işte.

bazen çekip gidesim var aklımdan. aklımca.

bazen çekip gidesim var aklımdan. aklımca.
gidip gelmeyesim var aklımdan. aklımca.
yeter artık diyesim, artık düşünmeyesim var.
bazen deniyorum zaten.
zaten bırakasım var.

bazen çekip gitmek yerine her şeyi getiresim var.
aklıma.
gidip gelmemek aklımı alıkoyasım var.
aklına.

zaten buralar artık hep bazen.
zaten olacağı yok.
ama zorlayasım var.

bazensizlik yaşıyorum, tıpkı oksijensiz kalmak gibi,,,
gözlerim kararırcasına rüyalara dalmak.
zamanlarımı bazenle zatenlere bölmüş hayat.
gibi gibi gibi.
uğur karadeniz

20 Ocak 2015 Salı

bir kod yazdım bugün..

bir kod yazdım bugün,
yolladım cloudla.
içinde keylogger vardı,
küçücük kilobaytla.

---

18 Ocak 2015 Pazar

bazenli bir söz..

bazensizlik vurmuş başıma, bir ağrı gibi.
bazen ağrı derecesinde bazenlerimiz..