25 Aralık 2013 Çarşamba

bayat bazensizlik

İşte bu sefer farklı..
Aslında aynı..

Çünkü birikmişlik var içinde.. Klavyeme bakmadan yazdıklarımın birikmişliği. Bazense sildiklerimin..
Yeni bir senenin başladığına işaret ederekten. 
Bazenler uğruna. Bazensizlik tatlarına.
Tadabildiğimiz bazensizliklere.
Tadamadığımız "aman boşverlere."

Birikmişlik var bu sefer. 
Bayatlamış olanlar var.
Tazelenmeye yüz tutmuş;
Sevgiler, sevgicikler.

Bir o kadar da masum. 
Bazen yalnış yazıp düzeltmek korkusuna.
Bazen ise yazdıklarımızın yanlış olduğuna,
Kabullenmek gerektiğine,
Bazenlere..

En iyisi mi ?
Saçmalayın gitsin.
Saçmaladıkça insan açılır. Çorap söküğü misali.
Elbet biter, ama yinede rahatlar insan..

Bazen birikmişlikler, aklınızdan sırası belli olmadan geçer.
Rastgele deriz ya buna.
Yok işte öyle değil. Aklımızın, daha doğrusu bizim..
Nasıl olmasını, nasıl hatırlamamızı istediklerimize dair olanlara..
Bir taraftan yazarken, diğer taraftan okunur mu acaba diye,
Yazmamak korkusuna.

Bayatlayan bazenler,
Ardı kesilmeyen zatenler.
Bir o kadar da
Bazensizlikler..

ve;
yine başı sonu saçma sapan dolu birkaç kelime birikintisi,
yine bir başka saçmalama ayini..
uğur karadeniz

20 Aralık 2013 Cuma

bazensizliklerden..



Bir bazensizlik anısına kapılmak vardır hayatta. En azından benim için.. Yani..

Kelimeleri bir araya getirip de kuramadığım bir iki cümle dahi, bazen içimde o kelimelerle yaşıyormuşcasına.. Yani bildiğim, bilmediğim hesabı. İşte tam o anda diyorum ki; "Acaba ? Bazen de..".. Hep bir yüklem kaybı, özne eksikliği.. Nedir bunun çaresi ki ? Daha doğrusu sebebi nedir ? Sebebini bulmadan çare arıyorum acaba ondan mı ?


12 Aralık 2013 Perşembe

Bazense sadece bir hiç bakışı.

Bazen bazı şeylere ara vermek gerek,
Sırf şu eylemi gerçekleştirmek uğruna olsa bile;
Özleyebilmek..

Sadece mesafe koymak değildir ya hani,
Ne kadar uzak olursa olsun değişmiyor ya,
He işte tam oralarda bir yerde;
Dur fazla gitme..

Bazen tek istek sarılabilmek.
Bazen ise sarsılabilmek.
Bazensizlikte kalabilmek;
Zaten bazensizlikte değil midir, tek istekler..

Ve;
Bir çoğu da birer birer.
Özleyebilmek gerek.
Özlemeyi bilmek gerek.

Bazen gereğinden fazla gerek.
Bazense sadece bir hiç bakışı.

Zaten..
uğur karadeniz

1 Aralık 2013 Pazar

kadere göre yaşamaktır ya hayat.

kadere göre yaşamaktır ya hayat.
ederine göre değerlendirmektir ya arkadaş.
veresiye bazen, bazıları ise ölesiye..

serttir ya hava bazen,
ettirmez kimseye soğukluğundan laf.
resimlerin buğulu tarafı gibidir aşk.

odaklanmak gerekir istediğine,
ve bir o kadar da uzak durmak.
kaybederim korkusuna.

buğulanmış cam gibi,
birkaç anlığına yazarsın ya hani,
ya kuruyup gider yada birisi siler.

işte bir o kadar kısa,
bir o kadar da hissettiğin kadar uzun.
kadere göre yaşamaktır ya hayat, sevebildiğince..

uğur karadeniz

30 Kasım 2013 Cumartesi

1,618∞

Altın Oran aslında araştırılarak bulunabilecek bilgisi çok fakat ben yinede paylaşmak istedim.
Evrenin temelinde yatan formül denebiliyormuş kendilerine.  Bu formül günümüzde birçok tasarımda kullanılıyor. Eski yapıtlarda da görülebiliyor. Altın Oran biz insanlarda da mevcut olması akıl almaz bir merak uyandırıyor bende.

Alıntılarla devam edelim :)

14 Kasım 2013 Perşembe

Bazensizlik...

Kızarsın bazen hayata, yaşama, gelmişe, geçmişe.
Bir rahatlama hissedersin bazen sövünce.
uğur karadeniz

12 Kasım 2013 Salı

Dört duvar arasında

Bazen özgürlük isteriz. Aslında özgür olduğumuzu bilmeden. Özgürlüğün istediğimizi yapmak anlamında kalıp, aslında yalnız olmamak anlamına geldiğini, hayatımızda bir başkalarının olduğunu, ve benzeri diğer saçmalamak istediğim şeyleri de bilmeden isteriz. Özgürlüğü..

8 Kasım 2013 Cuma

Çırak - Tess Gerritsen

Yaklaşık bir iki hafta önce bitirdiğim bir kitabı sizlere sunuyorum. Hemde hiç yorumsuz sunmak gerek. Sadece okumak gerek..

Tami Hoag - Ölümden Daha Derin kitabını almak için beklediğim sürede okumam için tavsiye eden öğretmenim sayesinde kitabı okumuş oldum. Çırak kitabını yani :)

Rizzoli/Isles dizisini daha öncelerden izlememden dolayı kitap bana biraz yalın kaldı fakat sonu ve verdiği haz bir hayli bir başka.. 

Diyecek pek fazla bir şey yok. Jane Rizzoli ve diğer karakter tanımlamalarıyla, kitabın üzerindeki derin kan ve cinayet havası çok ayrı bir özellik katmış. Özellikle de Warren Hoyt'un bir kadının boynundaki şah damarlarındaki kan hakkında kurduğu düşünceler..

Okumanızı tavsiye eder, dizisini izlemenizi öneririm. Dedektif hikayeleri sevenlere..

uğur karadeniz

26 Ekim 2013 Cumartesi

güvendiğimiz bazenler..

Bazenlere çok güveniriz.
Farkında olmadan da kullanırız, hiç sormadan. Bir kitap yazmak gibi aslında. Bazen demekten gına gelmiştir belki ve bazenleri toplarız bir araya. İşte o zaman sayfaları hiç bitmek bilmeyen bir kitap çıkar karşımıza. Sayısız kelime, düşünce, hayaller, aşklar, sevgiler, ileriye dönük kurmacalar, geçmişi kurcalayan kuruntular..

Gerçekten biraz düşünüldüğünde bazen yaptıklarımızın rutin olarak değil, istek dışı yapılmasının yanında, farklı bir şey bu. Kelimelerle anlatamıyorum şahsen, bazen.. Gerisi gelmiyor işte. Fakat çok güveniriz bu anlarımıza; Bazenlerimize. Farkında değiliz ki bir gün bizi bırakıp gidebilirler.

Düşünsenize ! Güvendiğiniz, her an baş ucunuzda duran herhangi bir şey gibi. Yokluğunu fark etmemiz uzun sürebilir. Ya sonrası ? Ya güvendiğimiz "Bazenlerimiz" ? Onlarsız ne yaparız ?

Düşünsenize ! Güvendiğimiz kadar da değildir belki. Bazenlerimiz gittiğinde "Zatenler" başlar der, devam ederiz hayatımıza, yazmaya, yaşamaya, sevmeye, .. Devam ederiz sonu gelmeyen cümleleri kurmaya.. Devam ederiz saçmalamaya.. Devam ederiz işte, devam ettiklerimize, edemediklerimize..

İşte bazen böyle yazılar yazarız. Bazen okuduğumuzda hiçbir anlam ifade etmezken, ifadelerin anlamı olduğunu anlarız.
Alakalı mı bilmiyorum ama geçenler can sıkıntısına çıkarttığım bir kitap ayracı :)
uğur karadeniz

22 Ekim 2013 Salı

Karar verilmeli artık..



Evet.
Karar verilmeli artık. 
Çünkü zaman daralıyor,
Sınavlar yaklaşıyor,
Baskı artıyor,
Stres tavan yapıyor,
Başaramamak korkusu sarıyor etrafımızı.

13 Ekim 2013 Pazar

Aslen;

Bazen acılarımız acıtır acılarımızı..
Bazense düşüncelerimiz..

Bazen düşüncülerimizi düşünürüz..
Bazense hayallerimizi..

Bazen sevdiğimizi düşünürüz.
Bazense sevmediğimizi..

Aslen;
Bazen sevdiğimizi düşünürüz..
Aslında sevemediğimizi..
Sevmeyi beceremediğimizi..

Aslen;
Kendi düşüncelerimiz acıtır canımızı..
Kendi kendimizin engeli oluruz.
İki kelam etmemek için.
Bazense hayallerimiz.

uğur karadeniz

7 Ekim 2013 Pazartesi

bazencik.

Zaten düşüncelerimize güvenmediğimizdendir bazenlerimiz..
uğur karadeniz

24 Eylül 2013 Salı

programlayın ve yaşayın

Rastgele yazma hevesime "programlama yapmak" konusu yardım edecek :)
İnsanlar bazı şeyleri düşünürken bazı olasılıkları hesaplamazlar. Bir nevi az çok programlamadan anlıyorsanız, algoritma üzerindeki IF yapılarından bahsetmek istiyorum. Yaşam ile programlama arasındaki birkaç ince çizgi işte. Bir program veya algoritma tasarlarken, kullanıcının ve bilgisayarın kendi içinde ve dışında hata oluşmasını engellemek birinci amaçtır(Bana göre). Daha sonradır ki istediğimiz şartları if - else if yapısında kaldığımız yerden eklemeye devam ederiz. Else olarak da artık oraya da gelecekse..

21 Eylül 2013 Cumartesi

25 yayından özetle

Yine geldik 25 yayın meselesine. Sanırım bu sefer 26 oldu. Diğeri 24 olur artık :)

Bazen yazıp bazense karalayarak geçen blogum 6000'den fazla ziyaretçiye ulaştı. Okuyan okumayan ama tıklayanlar ve tıklatanlar teşekkür eder sevgi ve saygılarımı sunarım (çok mu resmi oldu ne :)  ).

Mayıs (2)
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/all-izz-well.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/fotograf-olmal.html

Haziran (12)
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/need-go-out.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/tatil-geliyor.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/up-yukar-bak.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/yine-bazen.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/sacmalayabilirsin.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/staj-sablonu-stfa-icin.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/fringe.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/bazenli-bir-soz.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/bazensizlikler.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/bazen.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/arays-icindeyiz.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/06/bazen_30.html

Temmuz (6)
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/07/soraym-ne-olacak-sanki.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/07/baskalarnn-hayatlarna-bir-nevi-comak.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/07/hosgeldin.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/07/bir-korkaklk.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/07/bazen-yazacaksn.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/07/kotu-mu-oldu-ne.html

Eylül (5)
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/09/bazenli-bir-soz.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/09/merhabayla-karsk.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/09/deger.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/09/deger-2.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/09/siirli-bazen.html

Yorumlarınızı bekliyorum.. İyi günler.. :)

uğur karadeniz

13 Eylül 2013 Cuma

değer-2..

Genelde en zorudur ilk cümleleri kurmak. Çünkü sonrasını ilgilendirir, bilgilendirir. Bazense ne ilk, ne son, ne de diğer cümleler.. İlgisizlikten kurulamayan cümleler..

İnsanlar sevebilen yaratıklardır. Öyleler de. Fakat sadece sevmekle kalmayıp onu farklı amaçlar doğrultusunda, ekseninden kaydırabiliyorlar. Dedim ya az önce, "ilgisizlikten..".. Evet gerçekten de bunları hepsi ilgisizlikten oluyor. İnsanların birbirine olan ilgisi gittikçe azalıyor. Bir 1366*768 pixel'e daha fazla ilgi verdiğimiz; bir gerçek, bir deneyin analiz edilmeyen sonucu. Ya da onun gibi bir şey işte..

Birbirimize değer vermiyoruz. Veriyorsak bile bu değerler karşılıklı menfaat kollarında kabartılıyor ki, tüm değerler karşılıklı menfaatler yerine geldiğinde { value = 0; }

Hayat bu kadar ucuz işte. Değeri yok ya. Halbuki biz değerin bile ne kadar değerli bir şey olduğunun farkında olabilseydik, belki halen daha hani şu çok istenen çocukluk özlemi; seksenler, doksanlar, yetmişler... Ne oldu onlara ? Kayıp mı oldular ? 

-Hayır.! diyen bir tek ben değilimdir herhalde. Kayıp etmedik o yılları, enleri, özellikle de hayatlarımızı. Nasıl oldu da insanlar kendilerinde olan fakat dışarıda olmadığını zannetikileri değer parçasından yoksun oluyorlar ? 
Bir de şöyle bir durum daha var. 
-> Fazla değer verme durumu.

OverflowError... 
Fazla değer vermek değilde, neden sadece o insana değer veriliyormuş da diğerlerine verilmiyormuş gibi bir hisse kapılmakta üstümüze yok bizim ? 

Neyimiz diğerlerine göre fazla veya eksik ? Bence eksik olan hayallerimiz, fazla olan ise yine düşüncelerimiz. Hayatlar bu kadar kısaldığı zamanda insanlar "insan" olarak nitelendirilmek yerine çoğul eki aldığına emin olmalıyız. 

İnsanlar..

if( value == 0 )
value = 1;
else
value = 1;

uğur karadeniz(denedim yine..)

9 Eylül 2013 Pazartesi

değer..



İnsana verilen değerden bahsedeceğim.  Daha doğrusu verilmeyen - verilemeyen değerlerden, değerden.

Başta ailelerimiz olmak üzere, sonra yaşadığımız çevre, ilerledikçe okul ve iş hayatı... Bu konular hakkında herkesin birçok anlatmak istediği olduğuna eminim fakat bizler susmaya alıştık, alışkınız. Çünkü birbirimizi dinleyen aileler, arkadaşlıklar, meslektaşlar olamadık. Olamayacağımız da garantilenmiş gibi duruyor. Zorla istemiyoruz. Birbirimize garezimiz var sanki. Mutlu olarak yaşamak yerine; bazen ruhsal, bazen psikolojik, bazende fiziksel olarak birbirimize zarar veriyoruz. Belkide HİÇ uğruna.

Bu değerler, hangileri olduğuna siz karar verin artık. Çünkü o değerler bizleri değersiz kılıyor. Bazen geçmişi kurcalayarak bazende geleceğe dair hayallerin temelleri ile oynayarak bu değerleri değersiz hale getiriyoruz. Pozitif çarpı negatifin, negatif çıkması gibi.  Bazende negatifle negatifi çarparak, pozitifi buluyoruz ya, işte o zaman değerlerimizin, değer verdiklerimizin gerçekten değerleri ortaya çıkıyor. Her ne kadar oturup da  " Bunun değeri ne kadar acaba ? " diye düşünmesekte...

İnsanlar, insana yani bir nevi kendine olan güvenlerini kaybettiklerinden dolayı da olabilir. Bunun sebebi yine insanlar olması, bizi tıpkı bir programlamada ki sonsuz döngüye sokuyor. Taki RAM bellek dolup döngü istemeyerek de olsa sonlanıyor. Tıpkı savaşlar gibi..


Bazense insanların üstünde insanlar deneyler yapıyor. Hiç belli etmeden, çaktırmadan. Bunlar şu bilim adamlarının yaptığı deneyler değil. Bence bu demek istediğimi anlayan anladı..

Demek istediğim o ki;

Değersizliklerimiz bazen bazensizliklerle sonuçlanacağından kimse bunu anlamayacaktır, tıpkı bu cümle gibi..

uğur karadeniz

5 Eylül 2013 Perşembe

bazenli bir söz..

Bazenli cümlelerin ardı arkası kesilmez..
Bazense her şey olup bitmiştir zaten..
uğur karadeniz

14 Temmuz 2013 Pazar

bir korkaklık.

bir korkaklık var üzerimde.
üzerimizde.
herkes birbirinden korkar olmuş.
korkarcasına.
kimse nedenini bilmeden korkuyor,
sevmekten, sevilmekten..
ve daha nicesi
fazlasını yapamıyor son zamanlarda insan
gittikçe yorulmuşcasına.
bir şey yapmadığındandır bu.
korkuyorlar, korkuyoruz bir şey yapmaya
özellikle de sevmeye.
bazense sevilmeye.
bazen seversek diye korkuyoruz.
varsa kalbimizde birisi,
kaybederim korkusu..
sanki benimmiş gibi.
sanki onunmuşum gibi.
evet korkuyoruz.
korkumuzun nedenini öğrenmekten bile korkuyoruz.







bazen korkumuzu unutup,
ne var ne yok döküyoruz ortaya
sevgimizi
hislerimizi
düşlerimizi
hayallerimizi.
sonra ne mi oluyor ?
yine korkuyoruz.
sonunu bilemeden..

uğur karadeniz

7 Temmuz 2013 Pazar

başkalarının hayatlarına bir nevi çomak sokun..

evet net bir başlık.
bazenle başlayıp, zatenle bitireceğim umarım.

bazen bir insan bir işi yaparken neden yaptığını merak ederiz.
bazende nasıl yaptığını.
neden yaptığını.
ne zaman yaptığını gibi.
anlayın işte.
bazen sadece 5n 1k.

evet.
bazen gerçekten çomak sokarız,
bazılarının işine,
bazılarının hayatına,
bazılarının ilişkilerine,
bazılarının yediklerine içtiklerine..
bazılarının ise...

ama anlamayız.
çomak soktuğumuzun farkında bile olmayız.
fakat bir başkası çomak sokarsa,
emin olun daha önce hiç yapmamış gibi tepki veririz.
çünkü üstünüz,
birbirimizden..
neyimizleyse artık...

zaten bir çomak sokulmuş bireyleriz.
hayattan, okuldan, aşktan, yaşamdan, aileden, geçmişten, gelecekten tam emin değilim..
zaten..
uğur karadeniz

30 Haziran 2013 Pazar

Bazen.

Bazen;
Bazen sadece bir başkasını düşünebilmek için düşüncelerini silmeye çalışır insan.
Bazense düşündüğü ile uyuyakalır insan..

Bazen;
Bazen düşünceleri yoktur insanın, çoğul değildir..
Kalple beyin orantısız çalışır, 
Bazense sadece o'dur..

Zaten,
Bazen sever insan.
Bazense sevdiği ile kalır insan...
uğur karadeniz

25 Haziran 2013 Salı

Arayış içindeyiz..

Evet.
İnsanlar olarak, insan için arayış içindeyiz.
Kimi zaman sorduğumuz soruların cevabı için,
Kimi zaman soru sorabilmek için.
Bazen hayal kurmak için,
Bazense hayalleri gerçekleştirebilmek için.
Kimi zaman öğretebilmek için,
Kimi zaman öğrenmek için.
Bazen çürütmek için,
Bazense çürümek için.
Kimi zaman huzur için,

22 Haziran 2013 Cumartesi

Bazen...

İstemsizce düşünebilmek midir aşk ?
Yoksa sadece düşünme isteği midir.
Yoksa kalbimizde arada bazen gördüğümüz boşluğu,
Doldurmak için midir sevmek, özlemek, istemek..

Gibi terimleri kullanırız, bazen..
Çünkü..
Çünkü bazende olsa severiz.
uğur karadeniz

Bazensizlikler

Resmin herhangi bir anlamı yok. Daha doğrusu
ne anlama geldiğini bile bilmiyorum.. 


Bazensizlik..
Bazensizlikler..

Eski bir yazımda Bazen kelimesinden Bazensizlik kelimesini (belkide hiçbir hakkım yokken) türetmeye çalışmıştım. Doğrumu yaptım bilmiyorum fakat, bunu yaptığım zaman farklı düşüncelere kapılabiliyorum. Bu düşüncelerin kategorisi ise Bazensizlik işte.

Şimdi bu kadar anlamsız ve boşa geçen birkaç cümleden gelelim asıl meseleye;

Biz, insanlar..
Bazen ile kurduğumuz cümleleri Zaten ile yok edebiliriz. Evet bunu yapabiliriz.



19 Haziran 2013 Çarşamba

bazenli bir söz..

Zatenlerle Bazenleri karıştırın biraz.
Bazen kokteyl yapın için, bazense sek; kendinize gelirsiniz zaten..


Bazensizlikte kalmak gibidir "zatenler..". Anlamsız bir cümleye anlamlandırmaya çalışmak gibi..
uğur karadeniz

17 Haziran 2013 Pazartesi

Fringe :)

Fringe 
 Paralel Evrenler Üzerine Yazılmış Güzel Bir Macera :) 
Ufak bir fragman ile tanımanız amacıyla paylaşıyorum.. :) 

13 Haziran 2013 Perşembe

saçmalayabilirsin.



Evet.
Hayat bazen bir kişinin yanında saçmalayabildiğiniz de daha güzeldir..
uğur karadeniz

12 Haziran 2013 Çarşamba

yine bazen.

Bazen düşüncelerimizin üzerindeki dış etkenleri biz kendimiz oluştururuz. Bir düşünceyi düşünürken aynı düşünce üstüne bir daha düşündüğümüzde ise, düşüncelerimize kendi düşüncelerimizle etkileriz. Kendi düşüncelerimizi kendi düşüncelerimizle yok ederiz. Bir nevi hayal kurmak gibi.

Hayal kurmadan önce aslında aklımızın bir köşesinde herhangi bir zaman diliminde meydana gelen bir düşüncenin, herhangi bir anda ise hayale dönüşmesinden sonra birçok kez "Bazen"leniriz. Bazen ile başlayan ve biten o kadar çok cümle kurarız ki, bunun nedeni ise hayallerimizin gerçekleşmemiş olmasıdır. Bazen ise sadece herhangi bir zaman dilimindeki boş anımızı hayallerle ve bazenlerle süsleriz. Zaman geçirmek için..
Ve;
Bunu en iyi "Bazen" ile yaparız.


Bilmiyorum ama Bazen insanlar insanlar, bazense sadece taklit yapıyorlar.
uğur karadeniz

10 Haziran 2013 Pazartesi

Up - Yukarı Bak !

Up ! 
Yukarı Bak ! 

Animasyon filmleri pek sevmesem de, bu film bir başkaydı. Belki konu bakımından yoksun ve saçma olabilir ama animasyon işte. Normalde yarıda filan bırakırdım fakat sonunu merak ettim doğrusu. Russell'ın madalyayı alıp alamadığını görmek için sanırım :) 

Tavsiye ederim. Ailecek izlenebilir. :) 

Aslında Carl Fredricksen'ının Ellie olan aşkını ve verdiği sözü tuttuğunu anlatıyor. Aslında film animasyon yerine( bu kadar fazla uçmadan : ) normal bir film şeklinde çekilebilirdi.. 

uğur karadeniz



2 Haziran 2013 Pazar

ı need go out !

Hafta sonları olarak bilinen cumartesi ve pazar.
Hafta içi büyük bir sevinçle beklediğimiz hafta sonu günleri.
ve biraz dışarı çıkmaya ihtiyacım var.
birazdan da daha fazla sanki.
Çünkü eğer yaşadığınız ortamda tanıdığınız veya tabiri yerindeyse takılabileceğiniz birkaç arkadaşınız yoksa, bilin ki hafta sonları sizin (bir nevi benim) için korkulu rüya görmek gibi.
Olan sınavlara çalışmak güzel bir fikir aslında fakat, insan bir süre zarfından sonra yoruluyor. Fiziksel olarak değil. Tamamen zihinsel.

Şimdi diyeceksiniz ki, "Seni evde tutan mı var ? ".
Evet. Hayır. Yok yani beni evde tutan. Fakat dışarıya çıkıp belirli bir zaman dilimini geçirmek içinde bir sebep yok. Eskiden yani ilk okulun tozunu yuttuğumuz zamanlarda eve girmezdik. Ne oldu da herkes eve kapandı ?
Bilgisayar mı ?
Televizyon mu ?
Teknoloji mi ?
Hayır !
Sadece bizim beyinlerimizin bizi hayatta tutacak kadar kullanmamız. İşte hepsi o kadar.
Beyinlerimiz korkuyor. O yüzden evde kalmayı tercih ediyorlar. Bir nevi evim benim güvenli yerim; hesabı. Değil aslında.

Söylenecek söz çok aslında. Fakat, elbet değişecek herkes. He sonra ne mi oluyor ? Bazı yanlış örgütlenmeler yüzünden, kendi hayatlarına mal oluyorlar.

Bu kadar şeyi açıklayan bir kare;


Evet. Belki biraz saçma biraz da devrik cümlelerim. Umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır.

ve evet.
I need go out ! 
uğur karadeniz(deneme)

30 Mayıs 2013 Perşembe

fotoğrafı olmalı..

sevdiği olmalı insanın,
kıskanmadan sevebildiği.
evet, bazen düşünebildiği.
ve her zaman onun düşünemeyeceği gibi.
sanki bir başka işi yokmuş gibi.
evet belki. bazen olmuyor işimiz.

rafında durabilecek fotoğrafı olmalı.
onu arada bazen hatırlatacak olan.
bazen ona dair hayaller kurduran..

uğur karadeniz

29 Mayıs 2013 Çarşamba

All İzz Well



Bir Mesleki Yabancı Dil dersinde sınıfça izlediğimiz 3 Idiots (üç aptal) filminden sonra birçok kişinin ağzına takılmasından dolayı (ben dahil : ) paylaşmak geldi içimden..
Filmi izlemenizi tavsiye ederim. Ne kadar sıradan bir Hint filmi olasa da :)

Kendi yaşamlarınızı yaşarken karşılaştığınız zorluklarda arada bazen;
All İzz Well
 Her Şey Yolunda

iyi gelir.

uğur karadeniz

25 Mayıs 2013 Cumartesi

25 yayından özetle

100 farklı ya da aynı konuları içeren yazılar yazdık, yazdım ve paylaştım.
Sonuç mu ?
Aslında hiç sanırım :)

Neyse hakkımda ve yazılarım hakkında olumlu olumsuz düşünceleri olan herkese teşekkür ederim :)

Mart (2)
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/03/25-yayndan-ozetle.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/03/yakuza-cinayeti-paul-kemprecos.html

Nisan (14)
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/3-nisan-real-madrid-galatasaray-mac.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/bir-patlams-msr-maceras-daha.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/fujifilm-finepix-s2690-deneyimi.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/alex-de-souza.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/sherlock-holmes-dizisi-ve-kitab.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/fenerbahcenin-buyuk-basars.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/bazenli-bir-soz.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/kahve.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/agatha-christine-uc-yanls-uc-ceset.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/pesimisyon-ask-yasakl-kelime.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/besiktas-m.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/2-mays-benfica-fenerbahce-mac.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/can-skntsna-can-skntsndan-dolay.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/04/suphe.html

Mayıs (9)
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/bazen-insanlar.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/fenerbahce.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/tarkan-bulut-bir-standupc.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/anneler-anneler-gununuz-kutlu-olsun.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/yabanclasmak.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/bazenli-bir-soz.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/kahve.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/uyumak-uyuyakalmak.html
http://ugurkaradeniz.blogspot.com/2013/05/bazenlendim-yine.html

Eleştirileriniz ve yorumlarınız benim için lütuftur.
uğur karadeniz

23 Mayıs 2013 Perşembe

Bazenlendim yine..

Bilmiyorum ama "Bazen" kelimesini bazen çok bazen ise hiç sevmiyorum.

-Bazen .....
-Bazen .....

"Bazen" der kalırız. Gerisi gelmez kurmaya çalıştığımız cümlelerin. Yüklemi de öznesi de nesnesi de "Bazen"dir. Aslında şuan fark ettim. Bazen kelimesini o kadar çok kullanmama rağmen, sözlükten anlamına hiç bakmadığıma...
-------------------
Araştırmalarım üzerine "Bazen"nin kelime anlamının "ara sıra" olduğunu öğrendim. Anlamı bana pek bir şey ifade etmiyor aslında. Bazen kelimesini her söylediğimde aldığım haz ve beynim de oluşan binlerce hayal paha biçilemez. Ve; o haz ile aldığım, oluşan binlerce hayallerin başında "Bazen" olduğu için bu kelimenin anlamı benim için farklı kılıyor. Anlamsız oldu sanki ama. :)

Bazen kelimesi aşk ve sevgi ile kullanılabiliyor.
Bazen kelimesi iş ve yaşam hayatındaki zorluklar ve basitlikler karşısında kullanılabiliyor.
Bazen kelimesi (ve ben en sevdiğim özellik) bazensizlikte kullanılabiliyor (benim anlam vermeye çalıştığım bir kelime).
Bazen kelimesi hayallerimizi bir başkalarının hayallerinde canlandırmak amacıyla anlatırken de kullanılabiliyor.

Aslında o kadar çok "Zaten" ve "Bazen" kelimesi kullanıyoruz ki bizim bile haberimiz yok zaten.

Kelime dağarcığı az olan insanın yazmaya çalışması pek de olanaklı değil. Yazarak ve okuyarak artırmaya çalışıyorum. Affola :)
Deneme yazısının denenmemiş hali :) Bir sonraki yazım "Bazen ve Zaten " olacak, umarım.
uğur karadeniz 

19 Mayıs 2013 Pazar

Kahve..

Yazma isteğini gerçekleştirmekti amacım. Ve; yazdım..

Kahve..

İstediğiniz duyguyu ona yükleyebilirsiniz, yalnızlıktan tutunda en  mutlu anlara kadar. 
Kahvenin çeşitleri var iyi ki. Yoksa yorgunluğu da, mutluluğunda tadı aynı olurdu. Bu tadımlık hazlar insanı kendinden alır ve olması gerekene getirir.

Bu kadar :) Bazen birkaç söz yetmezken yazmak istediklerime/mize, bazense yazarken kelime bulamıyoruz.. 
uğur karadeniz

17 Mayıs 2013 Cuma

bazenli bir söz

Bazensizlik; bir nevi hayal kurabilme çabası,
Bazen ise sadece gerçekliği yakalayabilme koşuşturması..

Bazen saçmalar insan. Bazen ise bazensizlikten kaçamaz..
uğur karadeniz

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Yabancılaşmak..

Uzun süredir kayda değer bir şeyler karalamamıştım. Umarım bu değer..
Konu olarak son yüzyılın ve gittikçe de değerini kaybeden, değer yargılarımız..

Kendimde dahil olmak üzere yeni nesil teknoloji sayesinde robotlaşma adımlarını çok iyi takip ediyoruz. Bu demek oluyor ki, bir ev içinde gerçekten çok iyi yabancılaşıyoruz. Birbirimizle nasıl konuşulması gerektiğini, nasıl davranılması gerektiği unutuyoruz, unuttuğumuz içinde geleceğe bu değerlerimizi taşıyamıyoruz..

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Bazen insanlar..

Bazen insanlar kendilerini bazensizlikte bulurlar.

Bazensizlik.
Benim uydurduğum ve her zaman farklı anlamlar katabildiğim birkaç harf birikintisi..

Bu anlamlardan bir tanesini açıklayacağım şimdi. Daha doğusu biraz saçmalayacağım..

30 Nisan 2013 Salı

Şüphe

Bazen şüphe edersiniz,
Sevginizden..
Bazense emin olduğunuza inandırırsınız kendinizi,
Çünkü sevmek istersiniz aslında karşınızdakini..
Bazen işte.
Olmayacağını bile bile yazarsınız..
Karalarsınız birkaç satır.
Sonra okuyup anlarsınız ki;
Karşınızdaki kişinin etkisi bu.
Ne yazdığınız belirsiz,
Cümleler devrik ve bitmemiş.
Kimisinin öznesi,
Kimisinin yüklemi yok.
Sevginin farklı bir hali bu.
Ve evet. 
Şüphe edersiniz sevginizden.
Sevildiğinizden.
uğur karadeniz

25 Nisan 2013 Perşembe

Pesimisyon - Aşk Yasaklı Kelime

Pesimisyon - Aşk Yasaklı Kelime


Kitap uzun süredir rafımda duruyordu. Elimde olan kitapları bitirip rahatça tek solukta okumak istemiştim. Öyle de oldu sanırım..

Aslında kitabı anlatmaya kalksam, buna ne benim kelimelerim yeter, ne de.. Kitap öyle basit bir kitap değil; sanırım. Yaşanmışlıkların dışarından bakıldığında nasıl göründüğünü anlatan bir kitap.. Hani derler ya "Yaşamak gerekir bazen okuduğumuz kitapları." diye, aynen öyle işte.

Kitaptan alıntı yaparken bile zorlandım diyebilirim.
..."
Yaşamak Kaçınılmazsa Tadını Çıkart
Hayatı bir tecavüz sahnesi gibi düşün; yaşamak kaçınılmazsa tadını çıkartmaya bak! Budur felsefe..
"...

Erdi Karadeniz
Anlatacaklarım bu kadar; bir macera, aksiyon, gerilim, polisiye kitapları sever olarak, bu kitabı tavsiye ediyorum. Bazılarının göremediklerini bu kitap görüyor kesinlikle. Anlatacak çok şey var ama; anlatmaya çalışana kadar okumak daha kolay olabilir..

Teşekkürler :) 
uğur karadeniz

23 Nisan 2013 Salı

Agatha Christine - Üç Yanlış Üç Ceset



Evet bir daha bitirdik. Umduğumuz kadar olmasa da kitap kitaptır işte. Okul kütüphanesinden büyük bir övgüyle aldığım, bazı tavsiyeler üzerine okumak için sıraya koyduğum bir kitaptı; Agatha Christine - Üç Yanlış Üç Ceset.

Fakat beklediğim kadar sürükleyici bir kitap değildi. Yazarın daha ilk kitabını okuduğum için olabilir belki.. Hercule Poirot adlı dedektif karakteri güzel tanımlanmış ve hikayede tam yerinde oturtulmuş. Fakat olayın akışı gerçekten kötüydü. Karışık olmasını sevdim fakat çetrefilli tarafları vardı. Yani aydınlanmayan bazı yönleri kaldı diyebilirim. Bu kadar. :) Agatha Christine' ne teşekkürler..

Kitabı tavsiye edebilirim de etmeyebilirim de. Agatha Christine severler belki daha iyi anlayabilirler. Çünkü benim kitaptan anladığım sadece kaçakçılık olayıydı. :)

uğur karadeniz

18 Nisan 2013 Perşembe

kahve..

Kahve.

Öyle bir derin konudur ki birçok konuyu bağdaştırabilir ve kahve ile anlatabilirsiniz. Ben burada bana göre kahve ve programlama arasındaki ilişkiyi ele alacağım. Bakalım nasıl bir şey olacak :)

Kahve..
Programlama yapmadan önce programcıların ve programcı adaylarının da bildiği gibi algoritma kurmak ve çözümlemek gerçekten önemlidir. Özellikle de üzerinde düşündüğünüz proje ve fikirleriniz de algoritma yazabilmek bir çok işi kolaylaştırır ve zamandan tasarruf ederiz. Bir çok kez de problemlerimizi çözümlemede kolaylık sağlamıştır..

Algoritma kurarken, program kod satırlarının temelleri atarken, herhangi bir web sitesi üzerinde tasarım yaparken ve ya donanımsal bir problem olsa dahi kahve benim için ön plandadır. Sanki ben değilde problemleri kahve çözüyor. :)

Kahve birçok kişi üzerinde zihin açma ve stres gidermek için kullanılırken bende ise ters bir etki üzerinde, kahve içmeyince rahat uyku uyuyamıyor ve dinlenmiş bir şekilde uyanamıyorum. Saat kaç olursa olsun, kahve  içip 10 dk uyursam bile o bana yetiyor. Bilmiyorum sizde de öylemi :)

Şimdi gelelim programlama ve kahve arasındaki ince ilişkiye. Bu ilişki o kadar güçlüdür ki (benim için yani.
olan olur olmayan olur : ) kahve olmadan kafam çalışmaz ( nesne tabanlı programlama sınavı hariç, orada stres var : ). Kahve içip, ilk yudumla beraber gelen paha biçilmeyen eşsiz zevk, iliklerime kadar işliyor sanki. Bilmiyorum siz de öylemi. Zihin kod yazmaktan allak bullak olduğu zaman, ellerinizi klavyeden çekin ve doğruca bir kupa, fincan yapın ve koyun, artık zevkiniz nasılsa.. Allak bullak olan kafanız yerine oturur. Yani kahve ve programlama arasındaki ilişki benim için, yolda olan bir trafik kazası gibi. Beynimizde bir trafik kazası olur ve bunu çözmek için trafik polisi çağır, benim için bir kupa kahveden farksızdır. Orada oluşan birçok yığıntı fikri ve bilgiyi düzenler ve yerine koyar. Bir nevi disk birleştirmek gibi (saçma mı oldu ne :) ).

Evet kahve benim için programlama (profesyonel olmasa da okulda yetecek kadar kod bilgisi yani.) yaparken zihin yoldaşım.

Kahve için ve kendinize gelin.. :)
Kahve ?
Kahve üzerine yazılar yazmak insanı kendinden alıyor resmen. Bunu fark ettim.. :)

Bi Kahve ? :)
uğur karadeniz


13 Nisan 2013 Cumartesi

bazenli bir söz..

Bazen düşünürsün,
Bazense neyi düşündüğünü..

Sizinde "Bazen"li sözleriniz var mı ?
uğur karadeniz

8 Nisan 2013 Pazartesi

Sherlock Holmes Dizisi ve Kitabı

Sherlcok Holmes.

Bir çoğunuz belki de Sherlock Holmes hikayeleriyle büyüdünüz. Ben büyümedim ama dizisiyle beni tanıştıran kuzenime M.Eren Özcan'a teşekkür ederim.

Sherlock Holmes demek, çok farklı bir yapıt olmasına karşın, gerçeklik payı çok yüksek bir eser.
Sir Arthur Conan Doyle bizleri Sherlock Holmes ve Dr. Watson ile tanıştırdığı için teşekkür etmek gerekir. :)

6 Nisan 2013 Cumartesi

Fujifilm Finepix S2690 Deneyimi..

Bir arkadaşımdan hafta sonu can sıkıntısını gidermek için aldığım Fujifilm Finepix S2690 fotoğraf makinesinden birkaç deneme.. Bildiğim pek bir şey yoktur fotoğrafçılık hakkında. Sadece can sıkıntısını gidermek için..

31 Mart 2013 Pazar

Yakuza Cinayeti - Paul Kemprecos

Bir kitap daha bitirdim. Bitirmez olaydım dediğim-iz kitaplardan bence. Kitabı okumaya başladım, birkaç sayfa cinayetten bahsedip, ton balıkçılığı hakkında bolca fikir veren, son sayfalarından önce katili bulan ve yaklaşık üç beş sayfa kadının hastanede neler yaptığını anlatan bir kitap. Yanlışım varsa lütfen söyleyiniz kitabı okuyanlar veya kitap hakkında bilgisi olanlar.. 

27 Mart 2013 Çarşamba

programlama&düşünmek;

Bazıları ve birçoğu da sınıf arkadaşlarım. Bilgisayar derslerinden ve kod yazmaktan korkuyorlar. Fakat herhangi bir kod parçacığının çalıştığını gördüklerinde onların nasıl bir sevinçle programı tekrar tekrar çalıştırdıklarını görebiliyorum. Ben her ne kadar programlamayı ve hayata programlanmış gibi bakmaya alışmış olsam da aynı hisleri bende yaşıyorum.
O yüzden programlamaktan ve kod yazmaktan korkmayın. Çünkü o size düşünmeyi öğretir.



"Bu ülkedeki herkesin bilgisayar programlamayı öğrenmesi gerek. Çünkü insana düşünmeyi öğretir."
 Steve Jobs

Bu videoyu birçok kişi izlemeli ve özellikle de Bilişim Teknolojileri öğrencileri.. 
Derslerinde başarılar ve kodlamaların da hatasızlık dilerim. 
Sağlıcakla :)
uğur karadeniz

bazenli bir söz..

Hayat sıkar bazen..
Bazen ders çalışırken.
Hele de ders çalışmak için heves kaçıranız bolsa..

Sizinde "Bazen"li sözleriniz var mı ?
uğur karadeniz

25 Mart 2013 Pazartesi

ütopya denemesi(3 oldu galiba)

Ödül ve-ya Ceza

Zamanların geride kaldığı, yaşamın ikili renklerle devam ettiği bir dünya. Devletler kendilerine ait sadece iki renk seçmek zorundadırlar. Bu renklerden biri Ödül’ü diğeri Ceza’yı temsil etmesi gerekir. İnsanların sadece duygularını kaybetmiş değil, düşünceleri ve hareketleri bile kısıtlanmıştır. Kısıtlanmış ögeleri insanlar için devletler seçer.

22 Mart 2013 Cuma

Kahve ?

Bazen yalnız olduğunuzda, başınız ağrıdığında, bir problemi çözemediğiniz de, kitap okuduğunuzda, sabah erken kalktığınızda, gece geç saatlere kadar çalıştığınızda bir büyük fincan kahvenin dibini görmek aslen mutluluktur. Zihin açar. Yalnızlığı unutturur. Can sıkıntısının üstesinden bile gelebilir. Tüm dünya buna Kahve diyor. :)

Bizler ne yapacağız..(deneme)

Aslında uzun süredir düşündüğüm bir yazı. Blogger ı her açtığımda biraz başlayıp sonra bırakıyordum.. Bugünse devamını getirebildim nihayet..

Yazımın konusu, bizlerin ne yapacak olmamız.

Gerçekten biz ne yapacağız.. Ne yapmak istiyoruz. Hiç bir fikrimiz yok ama senelerdir okula gidip geliyoruz.. Daha sonra da bir iki saatlik sınava girip, hayatlarımızın dönüm noktalarını, döndürüyoruz.. Bu kadar basit bir sistemin içerisine doğmak, büyümeye çalışmak ve ölümü beklemekten başka bir eyleme zorlamıyor aslında. Çok basit bir sistem doğrusu..

"Doğ, büyü, oku,çalış ve öl."

Bu basit sistemin birer parçası olan bizler, ne yapmamız gerektiğini bilmediğimizden dolayı, bir başka anne tabiri ile zamanlarımızı boşa geçiriyoruz. Amaç ne devrim yaratmak ne de farklı bir fikir gütmek. Amaç sadece ne yapacağımızı bilen bir nesil olmak bence. Peki sizce  ?

uğur karadeniz 

16 Mart 2013 Cumartesi

bazenli bir söz..

Bazen nefes almayı unutmak gibi seni sevmek.
Bazense nefes alamamak gibi..

Sizinde "Bazen"li sözleriniz var mı ? 
uğur karadeniz

9 Mart 2013 Cumartesi

sesin..

sessizliğe eşlik eder, sesin.
tüm müziklerden daha iyi,
kalp atışlarının ahengi.
belki.

beton orman çocukları




Garip ama gerçek deyimi sanırım bu üç kelime ile örtüşüyor. Teknoloji ilerledikçe betonlaşıyor her yer-şey. Biz, daha doğrusu ben. Bazılarının resimlerde, bazılarının gece yatmadan önce dinlediği masallarda, bazılarının belediye parklarında gördükleri... İşte onlar gerçek, ağacı olan, içinde bin bir çeşit hayvanı,bitkisi, yaşam faaliyeti gösteren birçok canlı veya cansızı olan yer. Dışarıdan bakıldığında yeşil, içeriden bakıldığında görmek istediğiniz yer.


6 Mart 2013 Çarşamba

disketlerinizi atmayın !

Elimde olan birkaç eski disket vardı. Ben biraz çağ dışı teknolojiler kullandığım için, disketlerin artık çöpe atılma vakti gelmişti. Geçenlerde bir web sitesinde gördüğüm, disketlerle yapılan bir kalemlik vardı. Göze gayet hoş geliyordu. Bende ona benzer bir şeyler yapmaya çalıştım..


Tami Hoag - Psikopat & Paranoya

Evet.
Sıra geldi bu aralar takıntı yaptığım, polisiye romanlara.
Tami Hoag - Psikopat ve Paranoya kitaplarını beraber almıştım. Paranoya, Psikopatın devamı gibi olduğu ilk önce Psikopatı okuyun bitirmeye karar vermiştim.




1 Mart 2013 Cuma

kelimelerin sızlanışı

Kelimeler sızlanır.
Kelimelerin sızlanışı sızlanır.
Kelimelerle kelimeler anlatılır.

Kelimeleri anlatmak, kelimeleri kullanarak yapıldığından, bu çelişkiyi bir türlü anlayamıyorum. Kelimelerin ardına saklananlar da, kelimeleri kullanmadan olacakmış zannediyorlar.

27 Şubat 2013 Çarşamba

anlamsız cümleler topluluğu

Anlamsız cümleler topluluğu..
Ve aslında boşa harcanan zamanı daha da boşa harcayarak, doldurmaya çalışmak gibi. Bazen "Bazen"li cümlelerle ayinler yapıp, temiz bir sayfayı kirletmek gibi. Kısaca "saçmalamak".

22 Şubat 2013 Cuma

Ödül ve Ceza (ütopya denemesi - 2)


Ödül ve Ceza
Zamanların geride kaldığı, yaşamın iki renkle devam ettiği bir dünya. Devletler kendilerine ait sadece iki renk seçmek zorundalar. Bu renklerden biri Ödül’ü diğeri Ceza’yı temsil etmesi gerekir. İnsanların sadece duygularını kaybetmiş değil, düşünceleri ve hareketleri bile kısıtlanmıştır.

10 Şubat 2013 Pazar

ütopya (deneme)

Beş yüz yıl sonrasını anlatabilir misin demeden anlat dediler. Bende denedim.
"
İnsanlar yani biz.
İnsanlar ve diğer her şey.

Cümlelere ve beş yüz yıl sonrasını anlatmak için uygun kelimeler aramak bile çok zor. Beş yüz yıl… Sonra? İnsanlığın ve hayatın artık neredeyse son bulduğu, ama bazı yerlerde, paralel evrenlerde, gezegenlerde, yeni bir evrende vb. yaşan belirtisinin devam ettiği, cümlenin sonunu getirememek gibi... Ne olacağını bilmemek ve ona, onlara dair hayaller kurmak hem mantıklı hem de mantıksız. Nasıl mı? İnsanların ve diğerlerinin çoğu anı yaşamakla meşguldür, ne geleceği nede geçmişi merak eder. Bu da onların bir gün öncesi veya sonrasını ilgilendirmediği gibi, beş yüz yıl sonrasını da ilgilendirmez…

30 Ocak 2013 Çarşamba

okuduğum birkaç kitap

Okuduğum birkaç kitabı sizlere tavsiye etmek istiyorum. :)...




  • KİLİTLİ - KERRY WILKINSON
  • İKİ İYİ HIRSIZ - DANIEL FINN
  • ESİR ŞEHRİN İNSANLARI - KEMAL TAHİR
  • BEYAZ GEMİ - CENGİZ AYTMATOV

Şimdi geçelim yorumlara..



24 Ocak 2013 Perşembe

bloggerde css denemem

Blogger da ilk defa kendi derlediğim bir CSS kodunu denedim. Kodum daha önce derlediğim free host üzerindeki www.karadenizugur.cwahi.net üzerinde barınıyordu :)
Footer boş kaldığından doldurmak istedim :)

Böyle bir görüntü ortaya çıktı. Bence hoş oldu. Yorumlarınızı ve eleştirilerinizi eksik etmeyin. CSS kod parçalarımı Blogger üzerinde birleştireceğim sanırım, artık, galiba :)

İsteyenlere yardımcı olabilirim. İyi günler..

uğur karadeniz

7 Ocak 2013 Pazartesi

kullanılmayan "Saygı"

Son zamanlarda dikkatimi çekiyor. Acaba hayatı daha iyi anlayıp adapte olduğumdan mı yoksa gerçekleri görüp dünyanın değiştiğine inanmak zorunda kaldığımdan mı bilmiyorum. Sanırım "saygı ve sevgi" halk arasında anlamını yitirip, sözlük anlamında anlamını koruyor.

Acaba diyorum. Teşekkür bile haddinden fazla kullanıldı da şimdilerde kimsenin ağzından duyulmuyor bu kelimeler.. Kimse bilmiyor mu kelimeleri, kimse öğretmedi mi, kimse karşısında kullanmadı mı kelimeleri acaba.. Kulak dolgunluğu filanda kalmamış sanırım..

İşi düşünce saygının tüm haklarını kullananlara sözüm yok artık. İnsanın işi düşünce "selam" vermesi, efendime söyleyeyim, en iyi arkadaşı olmak filan, herkes biliyor palavra... Nasıl oldu da biz millet olarak, birey olarak, insan olarak bu hale düştük? Ne istiyoruz? 

Sonumuz iyi değil ama yinede böyle yaşamaya devam ediyoruz...
iyi günler sağlıcakla kalın..

uğur karadeniz